Hicaz notları

A -
A +

Yıllardan beri milyonlarca insan hac ve umre ibadeti için kutsal topraklara gidiyor, belki milyarlarca dolar para bırakıyor, yine de insanlar çile çekiyor... Hem Mekke ve hem de Medine şehirlerinin halini görünce bırakılan milyarlarca doların nereye harcandığını bulmakta zorlanıyorum... Birincisi, havaalanları ilkel... Her defasında başka bir köşesinin restore edildiğini görüyorum ama işletme ahlâkından yoksun olduklarına da şahit oluyorum... Oysa, küresel dünyanın bütün oyuncaklarına Türkiye'den yıllar önce sahiptiler... 80 öncesi ülkemizde renkli resim yok iken hacıların getirdiği renkli film makinelerine nasıl hayran kaldığımızı dün gibi hatırlıyorum... Şimdi ise Türkiye bütün Arap ülkelerinin belki bin defa ilerisinde... Bizler adına sevindirici bir gelişme ama onlar adına üzücü... Bugün, komünist ülkelere bile gittiğimizde 'komünistliklerini' unuttuklarına, bir batılı gibi davrandıklarına ve işletmelerini çalıştırdıklarına şahit oluyoruz... Lakin, Orta Doğu ve Arap ülkeleri denildiğinde ne acı ki hep aynı tablo... * 3 yıl önceydi... Başkent Riyad'dan kara yoluyla 1.250 km yol gidip Taif kentine vardığımızda yol boyunca modern bir tek petrol istasyonuna ve dinlenme tesisine rastlamadık... Dört gün önce gittiğimizde de rastlayamadık... Aynı şey Medine, Mekke arası içinde geçerli... Arafat'a gittiğimizde ise o mübarek beldenin develerle doldurulduğunu görüyoruz... Her taraf işportacı dolu... Tesbih, takke ve başka şeyler satılıyor... İnsanlar ibadetlerini huzurla yapamıyor... Ve birileri çıkıp bu rezalete dur demiyor... En önemlisi bütün yabancı markaların taklit ürünlerini Çin'de yaptırıp da tezgâhlarında satan esnafın helal para kazandıklarını düşünmesi... * Pasaport polisleri ise kamu terbiyesinden yoksun, laçka, kimseyi umursamayan ve saatlerce insanları kuyruklarda beklettikten sonra dönüp bilgisayarını göstererek; - Sistem çöktü haciiiiii! diyerek saf ve tertemiz duygularla o topraklara gelen misafirleriyle dalga geçtiklerine şahit oldukça üzülüyorum... Oysa, kendisi ülkesinin sistemini çökertmiş haberi bile yok... Bir zamanlar Arafat'ta ağaç bile yokmuş... Merhum Özal ağaç dikilmesine sebeb olmuş... Ve bugün Arafat'taki ağaçların gölgesi altında insanlar biraz dinlenebiliyorsa Özal'a borçlular... Mekke'de ise dağ taş yıkılıyor ve beş yıldızlı otel gökdelenleri yükseliyor... Demek ki bunları yapabilecek vizyona sahipler... Kötülük olsun diye yazmıyoruz, büyük bir yanlışlığı düzeltsinler diye yazıyoruz...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.