Hint kelebekleri

A -
A +

Arap baharı yani bir hürriyet türküsüdür herkesin dilinde... Meydanlarda kalabalıkların keyifle söylemeye başladığı bu türkünün sonu nerede biteceği ise meçhul... Kırk ülkenin eli bu toprakları karıştırmaya devam ediyor... Nasıl bir oyun oynadıklarını zamanla göreceğiz... Lakin, en samimi oyunu Türkiye'nin oynadığı aşikar... Hürriyet kuşu kanat çırparak hiçbir yere öyle kolay kolay uçarak gitmiyor... Bir bedeli var... Cemil Meriç diyor ki; - Çağdan çağa, ülkeden ülkeye, insandan insana değişen bir mefhum; hürriyet. Konduğu çiçeğin rengini alan Hint kelebeği. Arap ülkelerindeki bu çiçeklerin günümüzdeki karşılığı; stratejik yeni pazarlar ve petrol demek... Yoksa halkların hürriyeti başka ülkelerin çok da umurunda değil... Öyle ise Somali'ye niye hürriyet kuşu gitmiyor? Milyonlarca çocuk açlıktan ölürken niçin sessiz kalınıyor? Ölümün hürriyet kadar değeri yok mu? Aç kalmak da hürriyete dahil mi? * Cemil Meriç yine diyor ki; -İnsan hür doğmuş, ama her tarafta zincirler içinde... Toplumlar alışmaya görsün efendiye, alışınca bir daha vazgeçmezler. Boyunduruğu kırmağa kalkışmak onları hürriyetten bir kat daha uzaklaştırır. Serbazlığı hürriyet sanırlar, oysa serbazlık hürriyetin tam tersi. "Yaptıkları her devrim madrabazların eline düşürür onları, zincirleri daha da ağırlaşır" diyerek adına cinayetler işlenen hürriyeti Valery'in tarifiyle şöyle anlatır Cemil Meriç; - Asırlarca toplumlar için iki türlü insan vardı; hürler, köleler. Zamanla hürriyet, ülküleşti. Bir mit, bir maya, vait ve tehdit yüklü bir kelime oldu. Bence siyasi hürriyetin tek manası şu olsa gerek; yalnız kanuna boyun eğmek zorundayım... * Silone ise; -Diktatörlüğe karşı savaşman yeter. Kendi kafasıyla düşünen hürdür, adaletine inandığı bir dava için dövüşen hürdür. Hürriyet fetihtir, başkalarından dilenilmez... Arap baharını bir daha düşünüp analiz edelim... Acaba devrim madrabazların elinde mi, yoksa başkalarından dilenmeden kazandıkları bir fetih mi? Dikta rejimlerden kurtulmak elbette onlar için büyük bir idealdi ama başka bir köleliğin kapısını aralamışlarsa daha beter günler geliyor demektir... 31 Mart vakasını unutmayalım... Sultan II. Abdülhamid Hanı deviren ve sürgüne gönderenler de hürriyet diyerek gelip sarayı basmışlardı... O vakanın ardında hangi devletlerin parmağı ve hasabı olduğunu da yıllar sonra öğrenebildik... Kısaca Hint kelebeklerine aldanmayalım...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.