İhtiyar bürokrasi

A -
A +

Ankara'da çok üst düzey bürokrat dostlarla sohbet ediyorduk... Bürokrasiden dert yanınca güldüler ve birkaç hatırasını anlattılar... Birinci hatıra; 99 depreminin ardından, valiliklere Başba-kanlık'tan bir tasarruf genelgesi gönderiliyor... Genelgeye göre valilikler de nasıl bir tasarruf planı uygulanacağına dair yardımcılarından birine görev verir... Planı hazırlayan bürokrat, valiye raporu sunar... Vali bakar ki, kendisi dahil bütün yardımcılarının telefonlarına kesinti isteniyor... Yani o uygulama raporuna göre iş yapmak neredeyse mümkün değil... Vali, koltuğundan yavaşça kalkar raporu hazırlayan yardımcısına; - O koltuğa sen otur, ben gidiyorum... Hazırladığın uygulamaya göre bakalım vatandaşa nasıl hizmet edeceksin... * İkinci hatıra; Bir iş adamı devletten 10 milyon dolar kredi alarak otel yapar... Otel biter ve işletmeye açılır birkaç yıl sonra otelin değeri 100 milyon doları bulur... Bir zaman sonra kredinin bir kısmını ödemekte zorlanır ve devlet oteli ipotek altına alır... İş adamı bürokratlara diyor ki; - Kredinin ödeyemediğim miktarı kadar ipotek koyun... 6 milyon dolar için 100 milyon dolarlık otele ipotek konur mu? Sorusu aylarca havada askıda kalır... Bürokrat ise; 'kanun böyle emrediyor' diyor ve başka bir şey izah etmiyor... Çünkü yanlışına karşı alacağı bir ceza yok... İpotek yüzünden başka bir bankadan kredi de alamayan iş adamı krize girer... Ve devletin başka bir üst düzey bürokratına gidip derdini anlatır... O bürokrat ilgili makama yaptıklarının yanlış olduğunu anlatana kadar akla karayı seçer... Sonunda mesele çözülür... Ama aylar ve yıllar geçtikten sonra... * Yani, kanun çıkartmanın önemli olduğu kadar o kanunları yorumlayarak karar vereceklerin emirleri daha önemlidir... Bürokrat kanundan ne anlıyorsa onun için kanun o kadardır... Anladığıyla bazen her şeyi kilitleyebilir, bazen kördüğüm haline gelen asırlık meseleyi çözebilir... Yani sopa da, havuç da hâlâ bürokratın elinde... İşte ihtiyarlayan statükonun doğurduğu, besleyip büyüttüğü ihtiyar bürokrasi budur... Şairin dediği gibi; "- Sen genç, sevdan ölünecek kadar güzel Kanunu yapanlar ihtiyar."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.