İki çengelli iğne

A -
A +

Kimse kendine en doğru soruyu soramıyor... Birinci soru... - PKK terör örgütü; 15 bin Mehmetçik veya polis ya da vatandaşımızı değil de, 3 bin general, milletvekili, doktor, gazeteci ya da yazarı öldürseydi, acaba 30 yıl yaşatılır mıydı? Öldürdükleri arasında ne hikmetse cumhurbaşkanı, başbakan, general, rektör, bakan, gazeteci, parlamenter, iş adamı, diplomat ve vali hiç yok... Öldürülsündü demiyoruz! Öldürülseydi ne olurdu? sorusuna cevap arıyoruz... * Biz keşke hiç kimse ölmeseydi diyoruz... Şehit analarına 'acılarınızı gömün' diye nutuk çekenler bu soruyu kendilerine sorabildi mi? * Bugüne dek domuz gribinden ölenlerin sayısı 80 kişi... İkinci soru... - Acaba, 80 vatandaş yerine, 80 vekil, ya da rektör, vali, general, belediye başkanı, ya da gazeteci domuz gribinden ölseydi ne olurdu? 80 kişi sade vatandaş olunca istatistik bilgisi oldu... Yani, Rus diktatör Stalin'in söylediği 'Bir kişinin ölümü dramdır, yüz kişinin ölümü ise sadece istatistiktir!' sözü gittikçe yeryüzünde geçerli bir kural hâline mi geliyor? 'Kimin neye inandığıyla ilgili değil, neyin doğru olduğuyla daha çok ilgili' olması gerekenler ne acı ki neye inandıkları ve inandırıldıklarıyla daha çok ilgileniyor. Olayın ciddiyetinden çok, olaylardaki kişilerin ciddiyetinin daha çok önemli olduğu bir anlayış hayatın her alanında hüküm sürüyor... Yani kimse o iki çengelli işareti kendine batıramıyor... Çünkü, doğrular can acıtıyor...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.