İsrafın faturası

Zimbabve'deki açlığın ne boyutta olduğunu İngiliz Daily Mail Gazetesi dünyaya fotoğraflı haber olarak duyurdu... Fotoğrafta ne vardı? 6 tonluk bir fil leşini 45 dakikada insanlar parçalayarak evlerine götürüyordu... Yıllar önce resmî bir seyahat için Hindistan'a gittik... Gezinin ilk durağı yeni Delhi'deydik... Yoğun bir programın başlayacağı ilk günün sabahı erkenden bir grup arkadaşla eski Delhi'ye gittik... İnsanların aç ve çıplak olduğuna şahit olduk... Kaldırımlarda yan yana yüzlerce insan oturuyordu... Çok geçmeden birkaç görevli ekmek ve pirinç lapası dağıtmaya başlayınca durumu anladık... O günden beri bir lokma ekmeğin ne demek olduğunu daha iyi anlamıştık.... Bir yandan milyarlarca dolar silahlara harcanıyordu, diğer yandan milyarca insan açlıktan kıvranmasına rağmen bu yaman çelişkinin kimsenin umurunda olmuyordu... * Daha geçen aylarda, ABD'nin silahlanmaya bütçeden ayırdığı para 460 milyar dolardı! 'Soykırım' için kollarını sıvayarak seferberlik ilan eden ABD'ye birileri çıkıp da, 'silahlara ayırdığınız bu parayla soykırım yapmayıp da ne yapacaksınız?' diyemiyordu... Utandıramıyordu... * Dünya Gıda Günü nedeniyle 16 Ekim'de bir rapor yayınlayan BM, açlık derdinin giderek büyüdüğüne dikkat çekiyordu. Hindistan'da küçük çocuklar yiyecek bulmak için çöplükleri karıştırıyor. Etiyopya'da birçok aç çocuk yaşamak için savaş veriyordu. BM ise ilk kez, dünyada bir milyardan fazla kişinin yetersiz beslendiğini bildiriyordu. Hindistan'da gıda yardım programı Oxfam'dan Avinaş Kumar, son 10-15 yılda durumun daha da kötüleştiğine dikkat çekerek: 'Hindistan'da çocukların yüzde 47'si yeterli beslenemiyor. Dünyada açlık çekenlerin üçte birinden fazlası Hindistan'da yaşıyor.' diyordu. Afrika'nın güneyindeyse 265 milyon kişi aç yaşıyordu. Uzmanlar, durumu düzeltmek için tarıma daha fazla yatırım yapılması gerektiğini söylüyordu. 2050 yılında 9 milyara çıkacak dünya nüfusunu beslemek için gıda üretiminin yüzde 70 oranında artırılması gerekiyordu. Bizde ise her geçen gün tarım azalıyor ve her şey ithal ediliyordu... Beş yıldızlı otellerde yemekler çöplere giderken, sokaklarda insanlar kuru ekmek arıyordu... Büyüklerin, Firavun'un israf yüzünden helak olduğuna dair sözleri ise kulaklarımda hâlâ çınlıyordu...