Barutun kokusu kokarken, Topların sesi duyulurken, Kurşunların açtığı yaralar büyürken, Ateşlerin alevi sınır boylarımızda görünürken kılını dahi kıpırdatamayan bir ülke oluşumuzun nedenlerini araştırmak, kolaycılığın etrafında oyalanmaktır. Oyalatmaktır, birilerini... Son yüz elli yıldan beri soruların cevabı bilinmesine rağmen yine de sanki bir cevap aranıyormuş gibi soruların etrafında oyalanmayı seven bir kalabalığa sahip, bu topraklar... Şair Cahit Tanyol diyor ki: Sular unutmuşsa eğer akmayı Ve de Mutluysa göl Fırtınaları beklemiyorsa artık kıyı Boşver uyusun gemiler limanda ölü balık gibi Uyuyoruz çoktan beri. * Irak... Filistin... Ve Lübnan alevler içinde. Kimin eli kimin cebinde? sorusunun yıllardan beri sorulduğu ama sisli ve fırtınalı günlerde ise bir anda sesi çıkmayan kalabalıklara dahil olan milyonlarca kuru kafa... Başbakan Erdoğan ile birlikte gezdiğimiz Beyrut şimdi alevler içinde... Başbakan Erdoğan dünyayı uyarıyor... Diyor ki; -Dünyada gücü elinde bulunduranlar, hâlâ Orta Doğu'daki gelişmelere ses çıkarmamakta direniyor. Direnenler kalabalığa dahil olmuş vaziyette. Medeniyetlerin buluşmasını arzulayan batı, derin güçlerin etkisiyle uyuyor. Bizdeki teröristlerden başka aklına insan getirmeyen Avrupa Birliği, Orta Doğu'daki alevlerin sönmesinden sonra payına düşecek nimetleri bekliyor... Batı, yine dürbüne tersinden bakıyor... Her şey kendisine çok uzak. Savaş bitince de her şey çok yakın. Hatta yakından da yakın. * Basınımızın klasik başlığı; -Orta Doğu'da sular ısınıyor! Oysa suya hasret sarı topraklarda su ne arar? Yer altındaki sular bombalarla ısındıkça, ısıtıldıkça petrole dönüşüyor. Petrole dönüştükçe 'kara su' artıyor. Arttıkça kalabalıkları yöneten güçler 'yeşil' para kazanıyor... * Unutulmamalı; kalabalığa dahil olanlar, ağaçlar gibi yok olup gidecekler. Kalabalığa dahil olmayanlar ise ulu bir çınar gibi sürekli hatırlanacaklar... Kalabalıktan ölme pahasına da olsa ayrılanlar, hak ve adalet için nefes alıp verenlerdir. Şairin dediği gibi; -Ağaçlar suçsuz çiçek açar suçsuz ölür... İnsanlar da suçsuz doğar ama suçlu mu, suçsuz mu öldükleri ise duruşlarıyla, yaşantılarıyla, kararlarıyla anlaşılır. Kalabalığa dahil olarak 'saklı hayatların' keyfini sürenler bilmeli ki; herkesin yalnız kalacağı ve anasından dahi kaçacağı mahşer günleri de gelecek... Bakalım kalabalıklara dahil olanlar nereye kaçacak?