Kapıdaki sessizlik

A -
A +

İki yüz yıldan beri yaşanan siyasi gerilimlerin düğüm noktasını bir türlü bulamayan bu ülkede kimin ne zaman ne yana döneceği belli değil.. Siyasi gerilimler bu ülkede âdeta insanların yaşama tutunma ve ayakta kalabilme nedeni... Bu düğümleri atarak yaşamaya çalıştığımız coğrafyayı mayın tarlasına çeviren küresel aktörler artık kendi kördüğümlerini çözmeye çalışıyor... Bizler ise ne zamandan beri bir arada yaşamanın yerini kavgaya dönüştürdüğümüzü bilmiyoruz... Kırılma noktalarımızın şifreleri biliniyor... Bir söz bizi savaşa sürükleyebiliyor... Günlük gazete alır gibi günlük siyasete teslim olmuşuz... Kamplara bölünmüşüz... Kimse kimseyi duymak dahi istememiş... * Çünkü kahramanlarını büyük haksızlık senaryolarından çıkartmayı alışkanlık haline getirmeyi başarabilmişiz... Kahramanlaştırma, itibarsızlaştırma ve kutsallaştırma stratejisini de çok sevmişiz... Kim atmışsa bu düğümleri, çözmek isteyenler dahi kördüğümleştirdiğinin farkına bile varamamış... Uzun ve esrarengiz bir serüvenden ibaret tarihi yolculuğumuzu irdelediğimizde sayısız kördüğümle karşılaşmaktayız... Duyguların, şiirin, romanın önüne geçen finansın kaç asırdan beri iktidarda olduğunu bilen dahi yok... Bir coğrafyayı yöneten ve önceliklerinde birinci sırada finans varsa orada merhamet yoktur... Kelimeler yoktur, rakamlar vardır... Şiir yok banknot var... Defterlerin üzerinde hesap yazar... Her şey hesaba dayalıdır... Artık her ülkenin kapısında büyük bir sessizlik bekliyor... * Anketlerde bile duygu tarifi yok, kalıpları var. İnsanların duyguları istatistik uğruna tariften uzak rakamlarla analiz ediliyor... Kimileri artık diyor ki; - Finansal emperyalizmin sonu gelmiştir. Ve küresel kırılma başlamıştır... Mali emperyalizm her değeri değersizleştirmiş... Dışarıda kimi dinleseniz, para konuşuyor ya da kazanabilmek için peşinde koşuyor... Dr. Hudson'a göre eski, modası geçmiş bir sistemin çöküşüne tanık oluyoruz diyor ve devam ediyor; - Roma İmparatorluğu'nun başına gelen cinsten bir felaket ufukta görünüyor... ABD ise her şeyi finansallaştırmaya çalışıyor... Eğer dünya devletleri üretim araçlarına yatırım yaparak üretimi artırmak, böylelikle daha yüksek hayat standartlarına kavuşmak istiyorsa, bu finansallaşma sürecinden uzak durmalıdır... Kısacası her kapının önünde büyük bir sessizlik var... Biz ise günlük siyasetin peşinde dörtnala koşuşturmaktayız... O'nu siyasetçilere bırakmadığımız müddetçe daha çok düğüm atılır bize...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.