Bugün, neyin okumaktan sayılacağını henüz ayırt edemeyen bir kalabalığa sahibiz... Rahmetli Ahmet Kabaklı; -Aileler, coğrafya, matematik gibi ders kitaplarını çocuklarına okutmayı okumaktan sayıyor. Ailelerin çocuklarına 'oku' telkini aslında 'daha fazla derslerine çalışın' dediklerini aydınımız görmüyor... Oysa gerçek okumak bu değildir, demişti. * Ve devam etmişti; -Bu ülkede üniversiteler bir iş bulma kapısı olarak görüldüğü müddetçe okuyan bir gençliğe sahip olduğumuz söylenemez... Üniversite okumanın amacı kendini geliştirmek değilse, bir gün bu ülke karşısında, kariyer ve daha fazla para kazanma arzusunda olan genç bir kalabalıkla karşı karşıya kalabilir. Bugün kalmış durumdayız... * Kabaklı hocanın dediği, bu genç kalabalığın bugün hangi durumda olduğunu ise Prof. Dr. Nur Vergin anlatıyor; -Televoleler suça teşvik ediyor, bu tarz programlar genel ahlak erozyonuna da kapıyı aralıyor. İnsanlara şunu öğretiyor; 'Böyle yapmazsan kurtuluş yok' Mutlaka illegal bir şeyler yapmamız lazım. Türkiye'de mafya kültürü hakimdir. * Her meseleye asayiş gözlüğünden bakan bizler, okumak denilince de ders kitabı karıştırmak zannediyoruz. Bunu doğru bakış açısı kabul edenler, daha çok okul açar, daha çok diploma dağıtır... Kapıları artık aralayalım. Gözlükleri de çıkartalım...