Kara delikler

Kriz günlerinde 'tasarruf', ya da 'destek' adı altında yardım ve iyileştirme paketleri sıralanmaya başlanır... Kriz teğet geçsin diye... Tasarrufu sadece krizlerde aklına getiren bir sistem olabilir mi? Türkiye ise her zaman oluyor! Kara delikler o kadar çok ki... Kimse aklına getirmediği gibi kapatılması gerektiğini bile savunmuyor... Kara delikler büyümeye devam ediyor... * Ülke meselelerine kafa yorduğuna ve çözümler ürettiğine şahit olduğum iş adamı dostlarımdan biri ülkenin en güzel günlerinde dahi kriz günlerinin gelip çatacağını ve üç kuruşun üç altın muamelesi göreceğini söylüyordu... İşsizliğin olmadığını aksine gizli bir işsizliğin olduğunu belirtiyor ve işten kaytarmanın, oyalanmanın kurnazlığı içerisinde bulunarak çalışan sayısının gittikçe de çoğaldığından yakınıyordu... Bir yönetici olarak da yıllarca aynı oyunu her kurumda izliyor ve şahit oluyorduk... * Yıllardan beri bu ülkede israf noktasında bir çalışma cetveli olduğundan şikâyet eden iş adamı: "Bir yıl içerisinde hafta, millî ve dinî bayram tatili ile yılbaşı ve yıllık izin tatillerini çıktığımızda geriye 200 çalışma günü kalıyor... Bu da büyük bir açık ve yük demektir... Tabii devletin üreten kurumları da yılda 200 gün çalışıyor. Bu kadar çalışmakla bir ülke krizden kurtulur mu? Hayır... Bütçe açığını kapatmak istiyorsak çalışma cetvelimizi yeniden gözden geçirmeliyiz, Yoksa kara delikler gittikçe büyür." Yan gel yan yat devirleri artık sona ermeli... Ne acı ki; kimi işe bile gelmeden at, kimileri de sabahtan akşama kadar çalışsa bile patronlar nezdinde merkep muamelesi görüyor... Bu da ayrı bir kara delik hikâyesi...