'Dünyayı lobilerin piar ajansları yönetiyor' kuralı biliniyor ama her yeri yönetebileceğine ihtimal verilmiyor... Dünyanın her yerinde medyanın, siyaset, iş dünyası, bürokrat, asker, polis ve yargı ile ilişkisi masaya yatırılıyor ama piar sektörüyle ilişkisi konuşulmuyor... Oysa, etik olmayan en karmaşık ilişki burada yaşanıyor... Gazete sayfalarına, televizyonlara dikkatlice bakıldığında ilişkinin boyutu açıkça görülüyor... * Diyelim ki; şirket yeni bir ürün piyasaya sürüyor... Medyanın tepesindeki kırk kişiyle görüşüp ürünün tanıtım haberinin yapılmasını isteyeceğine, bir piar ajansıyla görüşmesi yetiyor... Patron görüşmeye kalkışsa, hem zorlanacak, hem de ret edilmenin hazımsızlığıyla kıvranacak... Dünyayı yöneten küresel güçlerin lobi kuruluşları modern çözüm adı altında bir kılıf bulmuş... Piar ajansı... * Piar ajansı neler yapar? Firmaya gidiyor, yeni çıkacak ürün ile ilgili hazırladığı proje dosyasını sunuyor, yüklü bir bütçeyi alıp medyadaki uzantılarını aramaya başlıyor... Tabii projeye 'medya giderleri' adı altında bir başlık koymayı da ihmal etmiyor... Bütçe, medya kuruluşlarıyla resmî olarak paylaşılsa mesele yok... Ne acı ki gayri resmî paylaşılıyor! Başkalarına ait medya kuruluşlarını nasıl pazarlayabiliyor ve bu hakkı size kim verdi? diye sorduğunuzda ise; 'dünyada bu işler hep böyle, direnmek aptallıktır!' deniliyor... İşte medya-piar ilişkisinden bir kesit... Medya; içeriden açılan bu kara delikleri kapatamadığı için zarar, piar ajansları ise kâr ediyor... Tüketiciler, kredi kartlarını ödemekte zorluk çekerken, tüm sektörler küresel krizin etkisinden dolayı zarar ederken bankaların kâr edişine benziyor... Diliyoruz medya, 2010'da bu kara deliklerini kapatır...