Karamsar fısıltılar

Bu ülkenin aydını son iki yüz yıldan beri din düşmanlığını daima gizlemeyi başarmıştır... 68'lerde Devrimci... 70'lerde Komünist... 78'lerde Marksist... 80 darbesinden sonra yarısı sosyalist, yarısı Kürtçü ve PKK'lı olduğunu ilan etmiştir... Nedense, dinsizliğin kol gezdiği izm'lerde bulmuşlar kendilerini... Fikirlerinde ve inanışlarında ne dine ne de Allah'a yer yok!.. Ermeni ve Rum ile anlaşabilmiş yalnız Müslümanla bir türlü anlaşmak istememiş bu kafalar, İngiliz ve Amerikalılar tarafından bu ülke işgal edildiğinde buna en çok sevinecek kesimdir... O kafalardan biri de Murat Belge'dir... Bir TV programında 'ben bir Türk olarak devletten, ordudan yana olan değil dağdaki Kürtlerle birlikte yaşamak isterim' demiş... Dağdaki Kürt dediği PKK'lı... Yani son bir ayda 25 askerimizi şehit eden katillerin yaşadığı adres... Bu ülkenin özel savcıları üç dandik top için memleketi seferber edip kahramanlık taslamasını biliyor ama terör örgütünü göklere çıkartan bu kafalara soruşturma açmaya yüreği yetmiyor... Bu kanun kitabında bunlar için bir şey yazmıyor galiba... * Kimse Murat Belge'ye; 'yaşamanıza engel olan nedir ki?' diye sormuyor... Beş bin katil orada yaşıyor ve bir kişinin eklenmesiyle de kimse bir şey kaybetmez... Ama lafla dağdakilerden yana olmak ve milleti kışkırtmak kolay... Demek ki, Boğaz'a bakıp balıkla rakı içince Murat Belge'ye her yer Kandil Dağı gözüküyor... * 12 askerin şehit düştüğü günün gecesi televizyonda kendinden başka kimseyi dinlemeyen biriyle sunucu Berna Laçin program yapıyor... Konuşmasına üzüntülerini ifade ederek başlıyor ve bir asker çocuğu olduğunu ekledikten sonra diyor ki; - Kimin kazandığı önemli değil, ister bu taraf ister karşı taraf... Biz barış istiyoruz! Bu sözden bir şey anlayan var mı? Kimin kazandığı önemli değilse, diyelim ki Türk ordusu kaybetti ülkeye barış gelmiş oluyor mu? Stüdyodaki iki kafadar ilahiyatçıyı reyting uğruna savaştırmayı marifet sayanlar barıştan söz edebiliyor...