"Karıncaların düşmanı çoktur ama en büyük düşmanı yine karıncalardır..." sözü istihbaratçılar arasında çok yaygın kullanılır. Ama ardından şu dersi çıkartır; " İllegal örgütlerin düşmanları çoktur ama en büyük düşmanı yine illegal örgütlerdir." Yani? Legal örgütlerle illegal yoldan başedilemez... Örnek mi? 1972 yılında Münih Olimpiyatları'nda FKÖ tarafından 11 İsrailli sporcunun öldürülmesi olayını Spielberg filme çekmişti... Kara Eylül diye tarihin sayfalarında yeralan olayın ardından İsrail Başbakanı Golda Meir'in emriyle gizli servis Mossad dünya çapında eyleme uzaktan yakından karışan kişileri ortaya çıkartarak öldürüyor... Belgesel filmde o dönem Mossad ajanı olarak Beyrut'taki Mısırlı yazarın öldürülmesi olayına da katılan ve daha sonra İsrail Başbakanı olan Ehud Barak da olayı doğrulayarak anlatıyor... Ve dünyaya devletinin bekaasını nasıl koruyabileceğini ve neleri gözönüne alabileceğini hatırlatıyor... * Biz ise yirmi beş yıldan beri bataklığı kurutmak yerine sineklerle savaşmaktan yorulup usanmadık. Bir dönem PKK'nın, para, silah, uyuşturucu, basın trafiğini yönetenlerin kafaları kopartılarak Mossad tarzı eylem sergilendi ama daha sonra kopartanlar bu ülkenin mahkemelerinde yargılandı... Basının kalemşorları ise kopan kafaların avukatı kesildi. Şimdi de aynı kalemşorlar 'bu kanı durdurun!' diye feryat ediyor ve Mehmetçik'ten yana olduklarını söylüyor... Hangisine inanalım? Niye Mossad gibi 'nokta hedeflere' yönelmiyoruz? Terör örgütü Asala böyle bitirilmedi mi? Kandil dağındakiler, yani sınırlarımızın ötesindekiler piyon, kentlerin göbeğinde krallar gibi yaşayan şahlarını bulup kafalarını kopartmadıktan sonra, daha çoook sınır ötesi operasyon yaparız...