Kartalların hikâyesi

Ligler bitti... Sonuca bakıldığında bir yıl boyunca yer ile gök arasında uğramadık hakaretlere maruz kalmasına rağmen 'kötü bir takım' diye karalanan Beşiktaş ligi üçüncü bitirdi. 'iyi bir takım' denilerek methiyeler dizilen Fenerbahçe ise ligi ikinci bitirdi... Yaşananları bir Beşiktaşlı olarak sadece uzaktan seyrettim. Beşiktaş için varını-yoğunu döken Başkan Yıldırım Demirören'in çektiklerine bakınca ve kimseye yaranamadığını da görünce anladım ki; futbolda dün, gerçekten de yokmuş! Başkan Demirören dostuma kartalın mitolojik hikâyesini hatırlatmayı bir borç bildim. * Kartalın yaşı 40'a vardığında pençeleri sertleşir, esnekliğini yitirir ve avlarını kavrayıp tutamaz hale gelirmiş... Gagası uzar ve göğsüne doğru kıvrılırmış. Kanatları yaşlanır ve ağırlaşırmış. Tüyleri kartlaşır ve kalınlaşırmış. Artık, kartalın uçması iyice zorlaşırmış. Kartalın önünde iki seçenek kalırmış... Ya; ölümü seçecek, ya da yeniden doğuşun sancılı ve acılı sürecine katlanacak... Yeniden doğuşun süreci ise 150 gündür. Kartal bir dağın tepesine uçar ve kayalıklar arasına yeni yuvasını yaparmış. Gagasını sert bir şekilde günlerce kayaya vurmaya başlayan kartalın gagası sonunda yerinden sökülür ve düşermiş... Bir süre yeni gagasının çıkmasını bekleyen kartal ardından yeni gagası ile pençelerini yerinden söküp çıkartırmış. Yeni pençeleri çıkınca bu defa kartlaşan tüylerini yolmaya başlarmış. Beş ayın sonunda kartal yirmi yıl daha yeni bir hayat kazanırmış... Acılı sürece katlanmanın keyfini ise gökyüzünde kanatlarını çırparak yaparmış. Ve böylece kartalın yeniden doğuşunun ilk günü başlarmış... * Dağda tek başına yaşayan kartalın bile, hüzünlü ve yeniden bir doğuş şansı varsa, 'Kara Kartal Beşiktaş'ın önünde yeniden doğuş vakitleri elbette var olacaktır... Mesele, iyi ve kötü takım tartışmalarına girmeden 'adam gibi' oyun oynamak ve taraftarı birbirine düşman etmeden, kamplara bölmeden ligi başlatıp ve bitirmek olmalı... Yoksa; futbol terörü de kapıda...