Nortwestern Üniversitesi'nde görevli profesör yüksek lisans öğrencilerine zaman yönetimi konusunda deneyle karışık ders verir. Kürsünün altından bir kavanoz çıkartıp, büyük bir taşı kavanozun içine yerleştirir ve öğrencilerine; - Kavanoz doldu mu ? der. Öğrenciler; dolduğunu söylerler. Profesör, bu defa küçük taş parçalarını kavanozdaki küçük boşluklara sıkıştırır ve; - Kavanoz doldu mu ? Bir öğrenci dolmadığını söyler. Profesör, bir sürahi su kavanoza boşalttıktan sonra; - Sizce bu deneyin amacı neydi ? *** Bir öğrenci; - Zamanımız ne kadar dolu görünürse görünsün daha ayırabileceğimiz zamanımız mutlaka vardır. Profesör "Hayır" dedikten sonra ; - Deneyin asıl anlatmak istediği eğer büyük taşları baştan kavanoza yerleştirirseniz, küçük taşlar, kum ve su sonradan yerleşir. Ama kavanoza önce küçük taşlar, kum ve su doldurursanız, büyük taşı sonradan kavanoza koyamayacağınızın gerçeğidir ! Profesör öğrencilerine hayata dair unutulmayacak bir ölçü verir; "Bu gece yatmadan bir düşünün ve kendinize sorun, 'benim hayatımdaki büyük taş nedir ?' Çocuklarım mı, eğitimim mi, sağlığım mı, eserlerim mi yoksa hayallerim mi ? Büyük taşınızı seçin yoksa büyük taşınızı kavanoza baştan yerleştirmezseniz bir daha yerleştiremezsiniz ve hiçbir zaman koyamazsınız" *** Y a bugün? Büyük taşını acaba kaç kişi belirleyebildi ? Kavanozlarına değirmenden sabahtan akşama kadar kum, su ve küçük taş taşıyanların bir daha düşünmesi gerekmez mi? Gemisini yürütene kaptan denildiği müddetçe, kavanozlara kum, su ve küçük taş taşıyanlar bu ülkede asla bitmeyecek. Bitmedi de... Taa ki bu kavanozlar taşlanıncaya dek. Yoksa onlar sizin kavanozlarınızı taşlayacak !