Kayboluşların öyküsü

A -
A +

Davos'ta Dünya Ekonomik Forum toplantısının ardından Zürih'e geldik. Daha önce Kastamonu Valiliği, Çalışma Bakanlığı Müsteşarlığı yapan, halen Bern Büyükelçiliğimizde Çalışma Müşaviri olan Dr.Enis Yeter ağabey ile birlikte Zürih'i gezdik ve sohbet ettik... Avrupa'da beş yaşındaki çocuğun dahi kayak sporunu yapabildiğini hatırlattığımda ilginç bir hatırasını anlattı... Kastamonu Valisi iken bir gün Milli Eğitim Müdürünü çağırır ve der ki; "Lise yıllarında beden eğitimi dersini severdim. Ama korkardım da...Çünkü tahtadan atlama oyununda bir yerim kırılacak diye çekinirdim. Ilgaz dağlarında kayak tesisleri var...Kapalı yüzme havuzları var. Demirbaş malzemelerini özel idare olarak alalım, öğrencilere kayak ve yüzme öğretelim..." * Müdür, birkaç gün sonra gelip Valiye der ki; "Sayın Valim Talim Terbiye Kurulu mevzuatına göre müfredatı değiştiremiyoruz. Ben değiştirirsem açığa alırlar...Ama devlet size ne yapar bilemem..." Vali, Talim Terbiye Kurulu'na anlatır ve Müsteşarlığında bile durumu izah etmeye çalışır ama netice alamaz... Avrupa'da yaşayan Türkler'in kültüründen gittikçe uzaklaştığını, yeni kuşağın ise kayboluş nedenlerini sorduğumda ise Dr.Yeter, Kentsel Gelişim ve Kültür Değerleri konusunda doktora yaptığını belirttikten sonra şunları söyledi; "Türkiye'de üç büyük kentte Amerikan, Fransız, İtalyan, İspanyol Kültür Merkezleri var... Ya bizim? Hiç... Yıllardan beri yapılmamış...Nedenini bilmiyorum..." * Hâlimiz böyle... Kimse Avrupa'nın göbeğinde kırmızı saçlı, küpeli gençlerimizi gördüğünde hiç şaşırmasın... İsviçre'de bir hafta okullar 'kayak tatili' ne çıkıyormuş... Bizde ise 'kıyak tatili' ne gidiliyor!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.