Keyfiyet boşluğu

A -
A +

Bu ülkedeki uzun tutukluluk sürelerinin ardındaki keyfiyet boşluğu yıllardan beri tartışılıyor... AB ve ABD sürekli uyarıyor... Keyfiyetten doğan haksızlıklar ise dünya basınında haber oluyor... Savcıların iddianameyi bile yazmadan, polislerin verdikleri ilk ifade tutanak ve belgelere dayanılarak zanlı tutuklanarak cezaevinin öteki adı olan tutukevine gönderiliyor... Beş yıl tutuklu kalan zanlı beraat ettiğinde ise hukuk büyük yara alıyor... Neden? diye bir soru sorulduğunda ise; - İddianame hazırlanıyor, delil toplanıyor, delillerin karartılması söz konusu tarzında yığınla gerekçe kılıflanıyor... Delil yoksa, yetersiz ise ve toplanmadıysa niye tutuklanıyor? Yetersiz delil ile kişiler tutuklanır mı? Delilden suçluya giden AB ve ABD'li hukukçular ise anlamakta zorlanıyor... Delili bulduğu zaman ise kimsenin dokunulmazlığı kalmıyor... Yani kamu vicdanı asla rahatsız olmuyor... Yargının tarafsızlığına gölge düşmüyor... Kararlar tartışılmıyor ve toplum ikiye bölünmüyor... * Çatalca Başsavcısı iken AB İnsan Hakları Sözleşmesi ve İç Hukukumuzda Koruma Tedbiri Olarak Tutuklama adlı kitabı yazan ve halen Bakırköy Cumhuriyet Savcısı olan dostum Ömer Faruk Aydıner diyor ki; -Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin Tavsiye Kararı'nda da, tutuklama tedbiri yerine uygulanabilecek tedbirler örnek olarak sayılarak, tutuklamaya başvurmadan önce sayılan bu önlemlerle tutuklamanın sağlayacağı faydanın sağlanıp sağlanmayacağının araştırılması tavsiye edilmiştir. Bu karara göre örneğin; sanığın pasaportuna, kimliklerine el konulması, izin almaksızın belli bir yeri terk etmesinin yasaklanması, teminat vermeye zorlanması gibi önlemlerle sanığın kaçmasını önlemek mümkün ise, tutuklama yerine bu önlemler uygulanmalıdır... * Elbette, çok uzantılı terör ve organize suçlar ile adi suçlular için bunun uygulanmasını beklemiyoruz... Ama ülkenin önde gelen saygın kişileri tutuklanıp içeri atılacağına, servetlerinin büyük bir kısmı teminat olarak alınmış olsa, duruşmalar sonunda yargı kararını verdiğinde ise en azından bu ülkedeki hukuk tartışılmaktan kurtulur ve güven bunalımı yaşanmaz... Elektronik kelepçe, yüklü miktarda maddi teminat ve daha nice sağlıklı yollar varken tutukluluk süresini uzatarak cezalandırma metodu adil değildir... Ve böyle bir keyfiyet boşluğuna bir gün herkes düşebilir... Bu keyfiyetin önüne nihayet geçiliyor... Adalet Bakanı Sadullah Ergin'i dinlediğimde anlıyorum ki, büyük oranda keyfiyetin önüne geçilecek düzenleme titizlikle hazırlanıyor ve kanunlaştırılmaya çalışılıyor... Bakan Ergin konuşmasında önemli bir noktanın altını çiziyor; - Savcıların terfi sistemi açtığı dava sayısına endekslenmiş... Müfettişler geldiğinde soruşturma geçirmesin diye, önüne gelen her dosya iddianameye dönüşüyor ve hakimin önüne konuluyor... Yani top hakime atılıyor... Bu yüzden mahkemelerde dosya birikiyor ve adalet geç tesis ediyor...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.