Basın Konseyi'nin üyeler toplantısı ve okuyucu temsilcilerinin seçimi için hafta sonu Bahçeşehir Üniversitesi'ndeydik... Seçim öncesi ise eski AB İnsan Hakları Mahkemesi Eski Yargıcı ve Emekli Büyükelçi Rıza Türmen'in konferansını dinledik... Türkiye'deki hukukun keyfiliğine örnekler veren Türmen'i başta TBMM' ve Adalet Bakanlığı hakim ve savcıları toplayarak dinletmeli... Türmen'i dinledikçe; bu ülkede hukukun gittikçe siyasileştiğini, uluslararası standartın ne kadar çok gerisinde kaldığını ve ne kadar keyfi kararlara imza atıldığını anladık... * Türmen, yasama dokunulmazlıkları konusunda ise; "Böyle bir dokunulmazlık dünyanın hiçbir yerinde yoktur... Avrupa ülkelerinde siyasilerin sadece Meclis kürsüsündeki sözlerinden dolayı sorumlu olmaması kuralı vardır... Bizde ise her yerde dokunulmazlığı var... Milletvekili neden yargılanamaz ki, yargılanmasına engel olan bir durum yok ki... Ama ısrarla yargılanmamak için direniyorlar..." dedi... Yargılanmadan aklanmanın olamayacağını ve yargıdan da korkulmaması gerektiğinin altını çiziyordu... Lakin, bu ülkedeki keyfi kararların ve hukuk kurbanlarının sayısını galiba Türmen de bilmiyordu... * AB ülkelerindeki siyasi kültürden de bahseden, Avrupa'da monolog liderlerinin olmadığını, dialog liderlerinin olduğunu belirten Türmen; "Bizde her siyasi lider kendi grubunda konuşur ve gider... AB ülkelerinde ise İktidar partisinin lideri konuşur ve ardından muhalefet lideri konuşur ve birlikte tartışırlar... İşte dialog budur..." dedi. Demokrasiden dem vuranlar, ne kadar kendi içlerinde demokrat olduğunun da muhasebesini yapacaklar... Türmen, kendi türküsünü çalıp söylemeyi çok seven bir millet olduğumuzu unutuyordu... Hukuk eğer adaleti tesis etmiyorsa içi boş bir kavramdan öteye gidemeyeceğini de artık herkes bilmeli... Yoksa keyfiyet kanunu düzene hakim olur...