Kırk haramiler...

A -
A +

Ortadoğu 'demokrasiye kavuşma' beklentisi içerisinde... Safiyane bir bekleyiş... Safça bir gaflet... Irak'a 'demokrasi götürüyoruz' diyenler, sonunda çareyi ülkeyi üçe bölmekte buldu... Kan gövdeyi götürüyor... Silahlar susmuyor... 'Kurşunlar adres sormuyor' * Yüzlerce ölü, yatacak bir mezar bile bulamıyor... Sakat kalan binlerce insan son nefesini teslim edeceği günü beklerken, yüzlerce insan da 'dolar' kazanmaya devam ediyor... Savaşın fırsatçıları kurulacak yeni Irak'ın zengin sınıfıdır artık... Hayat, Dicle'nin kenarında barut kokusuna rağmen devam ediyor... Ne acı ki; savaşın en acımasız ortasında dahi, istikbal peşinde koşanlar, servet kazanmak için fırsat kollayan portreler hiç eksik olmuyor... Bu portrelere şahit oldukça, Kemal Tahir'in 'esir şehrin insanları' adlı eserini hatırlarım... * Bağdat caddelerinde tankların dolaştığı, Saddam'ın heykellerinin terlikle dövüldüğü, mağazaların yağmalandığı günlerdi... Bir İtalyan gazetesinde yayınlanan karikatürü belki de hiç unutamıyorum... Televizyonu sırtına yükleyen yağmacı 'zafer kazanan kumandan' edasıyla Bağdat'ın ara sokaklarına dalıp kaybolurken, televizyonun üzerine bir italyan karikatüriste 'özgürleştirilmiş televizyon' yazısını yazdıracağının farkında bile değildi... Kendisinden daha onurlu mücadele veren karikatüristi tarihin daha şerefli bir adam sayacağının şuuruna, acaba bir gün varacak mıydı?... * "Özgürleştirilmiş Irak" ın talihsiz serüveni bu yağmacılık anlayışındaki dayanılmaz hafiflikle gün ışığına çıktı... Bağdat, talana ne acı ki seyirci kaldı. Kimindi o mallar? İslam ülkesindeki yağmacılığın adını ne koyacaklardı? Kim, kime hangi nasihatta bulunacaktı? Hangi masalla çocuklarını uyutacaklardı... * Bir dönem; Ali Baba ve Kırk Haramilerin toprakları sayılan Bağdat'ta, yağmacılık ne zamandan beri gizli bir alışkanlık haline gelmişti? Bir savaşın ardından anatomi yapacak olan tarihçilerin bu dramı gözardı edeceklerini zannetmiyorum... Komşusunun malını çalanlar, yarın çocuklarının göz bebeklerine bakarak acaba ne öğütleyeceklerdi; -Yiğit olun. Çalışın. Kimsenin malını çalmayın! Bağdat'ta, Kırk Haramiler gün gelecek belki kırka bölünecekler ama kendilerinden başka çalacak bir şey de bulamayacaklardı...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.