Kırkikindi yağmurları

A -
A +

> PARİS Havada gri bulutlar... Kırkikindi yağmurları yağıyor Paris'in caddelerine... Champs-Elysees, yani Şanzelize Caddesinde L'Alsace Cafe'de cam kenarındaki masaya oturup uzunca kırkikindi yağmurlarını seyre koyuldum. Cama vuran yağmur damlacıkları kaldırımlara düşerken, insanların "ıslanmanın keyfini" çıkarttığını görüyordum. Kırkikindi yağmurları yağıyordu ama çamur yok... Sel yok... Çünkü altyapısını 1870'li yıllarda tamamlamış bile... * Bir yandan kahvemi yudumluyor, diğer yandan ise Palais des Congres-Kongreler Sarayı'nda BIE EXPO 2015 Genel Kurulu'nda Milano mu yoksa İzmir mi kazanacak? Sorusuna kendimce cevaplar bulmaya çalışıyorum! Öte yandan ise Ankara'da "gerginleştirilen" siyasi havanın nasıl ve nerede sonuçlanacağını kestirmeye ve en önemlisi İzmir kazansa bile dünyaya hangi yeniliğin İzmir'de açıklanabileceğini tahmin etmeye gayret ediyorum. * EXPO'ların tarihine kısaca bir göz atarsak; 1851 yılında ilk defa Londra'da düzenlenmiş. "Sanayi devrimi ve teknoloji"de yapılan ilerlemeler bu fuar sayesinde dünyaya yayılmış... 1876'da ABD'nin Philadelphia kentinde ise dünya EXPO sayesinde telefon, daktilo ve dikiş makinesi ile tanışmış... 1889 yılında ise Paris'te yapılması kararlaştırılınca Fransızlar Eyfel Kulesi'ni dünyayla tanıştırır... Oysa yapıldığı zaman "demir yığını" diye eleştirilir. Bugün o demir kule hâlâ "darphane" gibi para basıyor! 1893 yılında Chicago EXPO'sunda ise elektriğin insanlığın hizmetine girmesi ile "sokak aydınlatılmasında" elektriğin kullanılması fikri tanıtılır dünyaya... * Evet; Milano mu, yoksa İzmir mi? Yazıyı yazdığım saatlerde henüz genel kurula daha çok vakit vardı. Benim derdim, eğer İzmir kazanırsa EXPO 2015'te dünyanın hangi "yenilik" ve buluşla karşılaşacağıydı. Demokrasi mi? Parti kapatılmalarına son vermek mi? Ya da Laikliğin tarifi mi? Yoksa EXPO 2015'te biz hâlâ bunları halledememiş mi olacağız? * Kırkikindi yağmurları asırlık ağaçlardan kaldırım taşlarına damla damla düşerken, Batılılar ıslanmanın keyfini çatarken ve onları görürken, gözlerim ıslak ıslaktı. Şarkıdaki gibi onlara sesleniyordum âdeta; Ne olur ıslak ıslak bakma öyle! Kırkikindi yağmurlarında, tarlalara yağmur ekilirken bizde ise tekerleklere çomak sokmakla meşgul birileri... Ve İzmir kaybetti

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.