Kırmızı çizgilerini muhafaza edemeyen devletlerin ne kadar komik duruma düştüğü görülüyor... Ağzından çıkan kırmızı kelimeleri muhafaza edemeyen insanlar da aynı komik duruma düştüğünün farkına varamıyor! Kırmızı kelimeler lafa dönüştüğünde ortaya kırmızı bir kitap çıkıveriyor. Kitap rağbet gördüğünde insanların üslubu da kırmızıya dönüşüyor... Ezber bozan kelimeler ile kırmızı laflar edenler arasında da bir fark kalmıyor... Milletlere birarada yaşama sanatını öğreten radikal adamlara ihtiyaç var, ayıranlara değil! * Ertuğrul Özkök NTV'de Haydi Gel Bizimle Ol adlı programda; "Benim için 21. Yüzyılda üniversitelerde artık türban diye bir sorun olmamalı" diyerek kişilerin hürriyetlerinin kısıtlanmaması gerektiği üzerine konuşuyordu... Yazar Pınar Kür lafa girerek; "Ama 21.yüzyılda bir üniversiteli gencin de kılık kıyafeti türban olmamalı" dedi... Ertuğrul Özkök ise; " Ben o kısmına karışmam, kişinin kendi bileceği ve tercihidir" diyerek konuyu kapatıyordu... * Kür, tahammülsüzlüğün bu kadarına pes dedirtiyordu... Yıllarca yere göğe sığdıramadıkları efsaneleştirdikleri Ernesto Che Guevara'nın bilmem kaç milyon kilometre ötedeki komunist Küba'sında kadınların tütün ve puro sarma makinesine dönüştürüldüklerine ses çıkartmayanlar, türban denilince tüyleri diken diken oluyordu... Anlamıyor, anlaşılmıyor ve anlatılmıyordu... * -Çıplaklık, medeniyet olsaydı Afrika'daki çıplakların hepsi medeni olurdu! Aksine, medeniyet gitmediği, sömürüldükleri için çırılçıplak kaldılar! Aydınlar, artık birarada yaşama sanatını bu gençliğe öğretemez ise her ülke eninde sonunda Irak, Afganistan ve Lübnan, Filistin'e döneceği unutuluyordu... Yugoslavya kimseye ders olmadı galiba...