Komedi kampanyalar

Bu ülkede kampanya furyası yaşanıyor. Mağazaların vitrinleri sezonla değişiyor ya, kampanyalar da bu hale geldi... Biri bitiyor, biri başlıyor... Moda gibi... Bir bakıyorsunuz, 'Silahı bırak' kampanyası başlatılmış... Şehrin duvarlarında afişler... Beş yıldızlı otellerde düzenlenen geceler... Paneller... Televizyonlarda konuşanlar... Gazetelerde yazanlar... Beyanat üstüne beyanat... Akıllara; -Peki silah fabrikaları niye kapatılmıyor? sorusu gelmiyor... Afganistan ve Irak gül atılarak alınmadı ya! Silahı bırak kampanyası biter bitmez ardından sigarayı bırak, alkolü bırak vs... Kimse; -Peki tütün ekimine neden izin veriliyor? sorusunu soramıyor. *** Nasreddin Hoca'nın bir gün caddenin ortasında bir şeyler aradığını gören ahali dayanamayıp sorar; -Hocam hayırdır, ne arıyorsunuz? Nasreddin Hoca ise; -Yüzüğümü kaybettim onu arıyorum, der. Ahali meraklanarak; -Caddede mi kaybettiniz? diye sorar. Nasreddin Hoca ciddiyetini bozmadan cevap verir; -Yok, kömürlükte kaybettim! Ahali bunun üzerine yarı kızgın bir ifade ile; -Hocam oldu mu şimdi? Kömürlükte kaybettiğin yüzüğün burada ne işi var? diye sorar. Hoca yine ciddi bir ifadeyle her zamanki nükteli cevabını verir; -Kömürlük çok karanlık, burası ise aydınlık! *** Bataklık kurutulmak isteniyorsa sigara ve alkol fabrikaları kapatılır ve mesele biter. Oysa birileri Nasreddin Hoca gibi karanlıkta kaybettiklerini aydınlıkta arıyor... Çünkü onlara 'Bataklıkla uğraşmaktansa sineklerle savaşmak daha kolay ve galiba kârlı' geliyor... *** Sineklerle savaşılacaksa hemen belirtelim, bu savaş dünya durdukça devam eder. Taa ki bataklık kurutuluncaya dek. O halde? Neden hâlâ sineklerle savaşılır ki? Komedi kampanyalara ya devam ya da tamam denilinceye dek daha bu film çok izlenir... "Şaban"ın filmlerini bile bin defa seyredip hâlâ anlamayanlar, bir defada nasıl anlayacak kampanyaların komedi tarafını?.. Komediyi galiba çok seviyoruz...