Batıya göre, kazanmakla harcamak var olmanın iki düşman kardeşi gibidir... Birilerinin kazanması için birilerinin de kaybetmesi, yani, üretim baronlarının daha fazla zengin olabilmesi için tüketicinin çılgına dönmesi lazım... Bunun için de çılgın planlar gerekli... İnsanların cebindeki paradan daha fazla alabilmenin yollarını araştıran batının para efendileri, kendine göre önemli günleri rastgele takvim yapraklarından çalar... Babalar Günü... Anneler Günü... Sevgililer Günü... Bilgiyi teknolojiye, paraya çevirmesini başaran batı, bugünleri de bize ihraç etmekte gecikmediği gibi, biz de satın almakta hiç gecikmeyiz... Çünkü, bize satın alarak kazanmayı öğretmişler... Satarak kazanmayı değil! * Bu anılan günler daha gelip çatmadan insanların alışveriş telaşı başlar... Babalara hediye. Annelere hediye. Sevgililere hediye... Geçen bir gazetede yayınlanan haberde esnaf diyor ki; sevgililer günü nedeniyle satacak gül kalmadı... Haberi okuyunca aklıma arabesk bir şarkının sözleri geldi; Koparma gülleri dalında kalsın Beni yaktın bir de gül yanmasın... * Bir zamanlar medeniyetlerin beşiği olan bu topraklar, neden medeniyetlerin müsveddesi haline geldi? Birilerinin cevaplaması gerekli değil mi? Çam ağaçları kesildi. Topraklara beton yığınları dikildi. Hindiler boğazlandı. Bari güller dalında kalsın...