Küresel denizlere doğru

Küresel ürünlere hayran kaldığımız ilk yıllardan ve 'satın alma' tiryakiliğine bulaştığımız günden itibaren, israf hovardalığının batağına girmiş bulunmaktayız... Bir daha da kolay kolay iflah olmayız... Kendi ürünlerimize karşı başlatılan 'yerli malı' sloganı ile alay etme ve karikatürleştirme kampanyaları sonucunda ne acı ki Türk Malı gittikçe maziye karışmak üzere... * Dünyayı yöneten ülkelerde küreselleşme denilince; başka ülkelere mal satıp, para ile geri dönmek algılanır... Bizde ise küreselleşme denilince; bir ülkeden bir başka ülkeye at koşturur gibi gidip mal satın alıp getirmek ve milletin canına on misli fiyata çekmek algılanır... Türk fabrikaları, işçisi, memuru, mühendisi, ustası, muhasebecisi, yöneticisi, bayisi bu gidişle kalmayacak... Kalmayınca da 81 üniversiteden mezun olanlar nerede iş bulacak? İş bulamayınca nasıl ülkeye yararlı biri olacak? Daha doğrusu para kazanamayan bir nesil nasıl harcayacak? * İşadamı dostum Dr. Nevzat Demir kendisine iş için gelenlere soruyormuş; - Ne sigarası içiyorsun? Hangi marka arabaya biniyorsun? Nereden giyiniyorsun? Yabancı markaları tercih ediyorlarsa, Dr. Nevzat Demir diyormuş ki; - Paranı nereye harcıyorsan, o ülkelerin fabrikalarına gidin size iş versin! Dr. Demir büyük bir yanlışa ve girilen bataklığa işaret ediyor... Bu ülkeyi ithalat çılgınlığının bitireceğine ve herkesi işsiz bırakacağına dikkat çeken Dr. Demir diyor ki; - Küreselcilerin çoğu ikinci pasaportunu ve vatandaşlığını elde etmiş olabilirler. Onlar yeni dünya düzeninin rüzgarlarını daha makbul görerek, küresel denizlere yelken açabilirler... Biz de TC kimliğimiz ile yola devam ederiz...