Ve yine bir bayram... Halep ve Şam sokaklarında kan akıyor... Adını kendilerinin dahi koyamadığı bir kavga uğruna kardeş, kardeşini vuruyor... Bu vahşetin tarihi yeni değil, çok eskilere dayanıyor... Bir rivayete göre Hazreti Adem'in oğullarından Kabil, kardeşi Habil'i öldürdüğü ve gömdüğü yerin adı Kaysun Dağı idi... O dağ Şam'daydı... Ve yeryüzünde kardeşin kardeşi öldürdüğü ilk cinayetti... Sanki o topraklar o günden bugüne lanetliydi... Komşularıyla bayramlaşmayı, gâvurun avuçlarına tutuşturduğu silahlarla yapıyor ve kendi çocuklarını kurşunluyor... İslam ülkesi olduğunu iddia edenlerin eli silahlı vahşi askerleri ve militanları boşaltılmış katil kurşun kovanlarını bırakıp gidince, yıkık cami avlularında küçük çocuklar bayram şekeri niyetine boş kovan topluyor... Belki de ilk defa şekersiz bir bayram geçiriyorlar... * Diyorlar ki, - İyi dostluklar temiz hesaplar üzerine kurulur! İslam ülkelerindeki duruma baktığımızda; kin, nefret, pusu, kalleşlik ve menfaat üzerine bir yaşam şekli kurulmuş... Kardeş, kardeşi katlediyor... PKK bu mübarek ayda dahi durmuyor ve dağları kana boyayıp, evlere şivan düşürüyor... Bir aylığına Müslüman olan medya, yine reyting ve tiraj derdindeydi. Bir yanda Kur'an tefsiri, diğer yanda çırılçıplak kadın resmiyle içinden hiç çıkamadığı çelişkilerine bir çelişki daha ekliyor... Ekranlarda din adı altında bid'at ve küfür aşılanıyor... Âlim olduğunu söyleyen teneke kafalar imanları karıştırmaktan başka bir misyon üstlenemiyor. * Hindistan'da sapık fikir ve uygulamalarıyla yeni bir din anlayışı getirmek ve İslamiyete büyük zararlar vermek isteyen Ekber Şah döneminde yaşayan ve hakiki yol kılavuzlarından ikinci bin yılın yenileyicisi İmâm-ı Rabbânî Hazretleri bu çelişkilerle bir ömür boyu mücadele etmiş... İmâm-ı Rabbânî Hazretleri buyurmuş ki; - İnsanların en şerlisi ulemanın şerlisidir; insanların en hayırlısı da ulemanın hayırlısıdır. Ve yine Mektubat'ta buyuruyor ki; -Dünya, bid'at denizine batmıştır. Yanlış işlerin failleri olan zamanın âlimleri bid'atin vaz'edicileri ve sünnetin tahripçileri olmuşlardır. Ve yine bir bayram... Şam ile Halep sokaklarında ve Kandil dağından inerek çocuklara kurşuni renkli şeker dağıtanlar Allah'tan hiç korkmuyor ve utanmıyor! O topraklarda kimler yok ki! Şeker niyetine Müslüman çocuklara kurşun dağıtan eli kanlı katiller Mevlana Halid-i Bağdadi, Muhyiddin ibn-i Arabi, Bilal-i Habeşi, Halid bin Velid ve Selahaddin Eyyûbi'den hiç utanmıyor ve sıkılmıyorlar... Bu eşkıyalıkların tek nedeni iktidarı ve elde ettiği gücü kaybetmemektir... Ebu Cehil, Firavun ve Nemrut'ların akıbetinden hiç kimse ders almıyor ki... Yoksa kıyamete kadar daha çok bayram var...