Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 29 Ekim Cumhuriyet resepsiyonu için yedi yıl aradan sonra yeniden Çankaya Köşkü'ne gittiğimde, köşkte değişen bir şeyin olmadığını gördük... Lakin anlayış değişmişti... Ve o anlayış değişikliğinin de, bizzat yeni seçilen Sayın Gül'den kaynaklandığını bilmekteydik... Ki en son eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel zamanında gitmiştik... Ne oldu da yedi yıl aradan sonra köşke gittik? Anlayış ve bakış değiştiği için... Kendi insanına ayrım yapmayan bir anlayışa sahip olmak, az şey midir? * Devletin zirve makamı yedi yıl boyunca bazı kurum ve kurum yöneticilerine büyük bir haksızlık ederek, çağırılmamıştı... Biz, bu durumun sayın Sezer'den kaynaklandığına, nedense inanmak dahi istemiyoruz ama danışman kadrosunun marazi ve kişisel hastalıklarından ve etik olmayan bir davranış tarzının sonucu olduğunu çok iyi biliyorduk... Liderlerin danışmanları, kişisel kin ve marazi hastalıklarını her ne olursa olsun yüreğindeki bir köşeye saklamak durumundadır. Devletin en tepesi her vatandaşına ve her kuruma eşit durmak zorundadır...Tercihler elbette olmalı. Yalnız, tavırlar düşmanlığa asla dönüşmemeli... Düşmanca tavırlar yüzünden bu ülkede en önemli şeyimizi kaybettiğimizin farkına varamadık... O da; huzur... Her şeyi terörize ettik, ediyoruz... Sulh söylemekle olmaz, icraata dökerek olabilecek ve anlam kazanabilecek bir kelimedir. Ama kelimelerin içini boşaltarak yaşamaya başlarsak her insanın kuru bir lügatten farkı yoktur, noktasına geliriz... Köşkte değişen anlayış ve bakış diliyoruz ki, devletin her kurumuna nasip olur...