Medya ve demokrasi

Gazeteci dostuma, bu ülkedeki medyanın son yüzyılının incelenmeye muhtaç olduğunu söylediğimde dayanamayıp; - Ama takıntısı olmayan, kafası bağımsız kalabilmiş uzmanların olması şartıyla... Yıllarca kütüphaneye kapanma pahasına da olsa uzmanlar, medyadaki bu duruş bozukluklarının nedenlerini tesbit etmelidir... Yani sabıka kaydı çıkartılmalıdır... Elli yıldan beri her terör olayını kamuoyuna 'hain saldırı' diyerek duyuran medya o hainlere bugüne kadar hiç hain diyemedi... Onlarla yaptıkları röportajların başlığına 'hainler' diye yazamadı... Ve her saldırının sıcaklığı geçtikten sonra da ilk iş Kandil Dağı'nın yolunu tutmak oldu... * Bugünlerde hemen herkes YAŞ uzmanı kesildi... Asker düşmanlığına gerekçe olarak elbette darbeler gösterilir ama asıl nedeni daha çok farklıdır. Ve asla dillendirilmeyen nedenleri var... O kurumların elbette çok büyük yanlışları, davranışları da var ama o dillendirilmeyen yanlışları bu ülkede hangi kurum yapmadı ki? Maliye mi? Emniyet mi? Adalet mi? Kim masumdur ki! 12 Eylül öncesi asker gençleri döverken polisler de seviyor muydu? Maliyecilerin şerrinden yer altına saklanılan buğdaylar unutuldu mu? * Bugünlerde hemen herkes demokrasi havarisi kesildi... Gören de ne de çok demokrat bir halk var diyecek ama ben bu masala oldum olası hiç inanmadım... Üç kuruşluk ciroya sahip şirketlerin sonradan görme patronları dahi 'dediğim dedik' kafasıyla şirketlerini yönetmeye devam ederken bir yandan da demokrasi havarisi kesildiklerinin de şahidiyim... Yani; ülkeye gelince herkes demokrasi havarisi kesiliyor söz konusu kendi şirketleri olunca da demokrasi de nedir ki deniliyor... Bu ülkede medya ve demokrasi hâlâ keskin bir bıçaktan öte bir vazife üstlenmedi...