Yazar, sekiz yıl sonunda altı yüz sayfalık Karadağ'ın Karanlığı adlı romanını bitirir ve yayınevi editörünün önünde soluğunu alır. Editör, bir çırpıda romanın ismini karalar ve kırmızı kalemiyle Beyazdağ'ın Büyüsü yazar. Yazar, editörün önündeki 599 sayfayı geri alır ve; -Eeee artık gerisini de siz yazarsınız! *** Ressam, atölyesinde altı ay boyunca uğraşır Kırmızı Kuşlar adlı bir tablo yapar. Tabloyu sanat galerisine götürür. Galeri yöneticisi tabloya bakar ve; -Üstadım renkler biraz solgun... Daha canlı olması gerekliydi... Kırmızı çok banel... Kuşları siyaha boyayıp adına da Kara Kuşlar denilmeli! Ressam, boş bir kağıtı galeri yöneticisinin masasına sertçe bırakır; -Kara kuşlarınız uçmak için sizin o güzel fırçanızı bekliyor! *** Görsel sanatların talihsizliğidir... Günlük hayatta binlerce müdahale örneği vardır. Hiç kimse bir doktora; -Üstadım kalbe giden üç damardan bence birini kesmelisin, diye akıl vermez. Yine hiç kimse bir pilota; -Kaptan bence yanlış rotadan gidiyorsunuz...Ben olsam şu rotayı tercih ederdim, diyerek yol göstermez... Hiç kimse bindiği aracın direksiyonun yerini değiştirmez... Lakin şairseniz, yazarsanız ve ressam iseniz herkes yazdığınıza ve çizdiğinize karışır... Talihsizlik görsel sanatların müdahaleye açık oluşudur. *** Ülkemizde 'müdahale' bir sanattır. Müdahalelerini 'sanat' haline getirmekte ustayız. Müdahale-Bank'ta milyonlarca 'müdahale' yöntemi var. Uygula uygulayabildiğin kadar. *** Yetkilerin sınırları çizilmedikçe yetkililerin de müdahalesi sınırsızlaşır... Küstahlaşır... Cemil Meriç'in Bu Ülke'sinin adını Bu Vatan, Üstad Necip Fazıl'ın Sakarya Türküsü'nün adını Balaban Türküsü, Yaşar Kemal'in İnce Memed'inin adını Uzun Memed diye değiştirmekle Cemil Meriç, Necip Fazıl ve Yaşar Kemal olunur mu? *** Siyasette, futbolda, işyerlerinde, eğitimde ve kısaca hayatın tüm alanları müdahale hastalığıyla karşı karşıya... Marazi bir bulaşacı hastalık gibi... Sular yokuş çıkmaz... Sular yokuşlardan inmeyi sever... Çünkü 'su akarmış yatağını da bulurmuş' derler.