Pes doğrusu...

A -
A +

Günlerden beri Malatya'daki vahşet haberlerini izliyor, okuyor, gözlemliyor ve düşünüyorum... At gözlüğünü takanlar, belge olmadan, düşüncelerine göre, fantezilerini kurgulayıp haber ya da yazı yazma hastalığına bulaştıklarına şahit oldukça merak ediyorum; bu kadar deli fişek ruhlu adamın medyada toplanması acaba bir tesadüf müdür? sorusunu düşünmeye başladım. TGRT Haber, İHA, Türkiye Gazetesi olarak tüm gelişmeleri 'son dakika' olarak verdik ve tüm açıklamaları yayınladık... Cinayeti kınadığımız gibi, lanetledik... Ama yine de olaya 'at gözlüğü' ile bakmaya devam ediliyor... Pes doğrusu... * Kiliseler Birliği yetkililerinin açıklamalarını dahi canlı yayınladık. Hiçbir zaman yayınlarımızda etnik bölücülüğe, ırkçılığa itibar etmedik. Bunlara rağmen Malatya'daki vahşeti işleyen gençlerin İhlas Yurdu'nda kalmış olmasından dolayı, kin kusan, yargısız infazı çok seven kalemlerin suç adresi ve iftira malzemesi olduk. Bu kinin adı yok! Ermeniler, Süryaniler, Museviler ve Hrıstiyanlarla uzlaşmanın ve birarada yaşamanın gerekliliğini savunanlar, medeniyet ittifakı gerekir diyenler, (ki doğrusu da böyle olmalı) ama İhlas denildiği zaman at gözlüğünü takıp dünyaya bakan marazi ruhlu adamların tüyleri diken diken oluyor... Pes doğrusu... * "Efendim bu yurtta kalıyorlarmış!" diyerek ısrarla bir suç yıkmak isteyenlere soruyorum; Hizbullah ve PKK terör örgütün elebaşları Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden terk... Suçlu; Siyasal Bilgiler Fakültesi miydi? Şu sonuca mı varmalıydık; - Siyasal Bilgiler Fakültesi terör lideri yetiştiriyor, o zaman bu okulu kapatalım! * Teröristlerin avukatlığını üstlenen, cüppelerini giyip de Türk mahkeme salonlarında hukuk kahramanlığına soyunanlar, Fransa'nın hukuk fakültelerinden mezun olup da gelmediler... Rusya'dan, Amerika'dan hiç gelmediler Suçlu; hukuk fakülteleri miydi? Hukuk fakültelerinin kapatılması mı gerekiyordu? Bu sonuca varmak ne derece doğru? * Dünyanın öteki ucundan kalkıp gelen Rus'a, İtalyan'a, Çinliye, Ugandalı sermaye sahiplerine ve şirketlerine at gözlüğünü çıkartıp, sevimli olmaya çalışan ve kucak açan, sırtını sıvazlayan zihniyet; İhlas'a gelince zıvanadan çıkıp, şeytanın dahi aklına gelmeyecek sonuçlara varıyor... Pes doğrusu... * Malatya'daki yurdun adı İhlas değil de, Mareşal Fevzi Çakmak, İsmet İnönü, ya da Karabekir Paşa Yurdu olsaydı ne denilecekti? Bir hayırsever işadamına veya devlete ait bir yurt olsaydı ne yazılacaktı? Kim suçlu ilan edilecekti? * Şair Ahmed Arif'in dizeleri hep aklıma düşüyor; "Vurun ulan, Vurun, Ben kolay ölmem. Ocakta küllenmiş közüm, Karnımda sözüm var Haldan bilene" Ne acı ki; bu ülkede ölümler çok kolay, tıpkı karalamalar, iftiralar ve ihanetler gibi...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.