>> Davos-İsviçre Bir haftadan beri İsviçre'nin Davos kasabasında, Dünya Ekonomik Forumu toplantılarını izliyoruz... Dünyanın ekonomisine, siyasetine yön veren beyinlerin 'beyin fırtınaları'na pek şahit olamadıysak da, oturum sonraları dağıtılan basın özetlerinden fikir sahibi olmaya çalıştık... Almanya Başbakanı Angela Merkel'in, Davos'taki forumun açış konuşmasındaki dünyayı yöneten ülkelerin liderlerine, iş dünyasına verdiği mesajlar oldukça önemliydi. Merkel konuşmasında diyordu ki: "Bazıları için fırsat olarak görülen gelişmeler, başkaları için endişe kaynağı olabilir..." Küreselleşmenin herkes için adil olduğunu sağlamak için siyasilerin bir kriterler çerçevesi oluşturmasının gerekliliği üzerinde duran Merkel; "Dünya nüfusunun üçte birinin küresel ekonomiyi kenarda seyretmektense aktif katılımcısı haline geldiklerini öne sürerken, yarın küreselleşmeden kazançlı çıktıklarını düşünen kişilerin, yarından sonra bu kazancını sürdüreceklerinin garantisi yok" diyerek gelecekte olması muhtemel tehlikelere işaret ediyor... Acaba forumdaki beyinler "Merkel'in uyarılarını ne kadar ciddiye alacağını zaman gösterecek" derken, Rusya Devlet Başkanı Putin'in Bağımsızlık Bayramı için Hindistan'a gittiği ve bu ülkeye 300 tank ile 100 savaş uçağı sattığı, ABD'nin ise Georgia eyaletinde gazetecilere yeni çıkardığı 'sessiz muhafız' adlı silahın tanıtımını yaptığı bilgileri düştü ajanslara... İşte o zaman anlıyoruz ki, kim ne derse desin güçlü olan daima kuralını koyuyor ve uyguluyor... * Davos'taki forumları yıllardan beri takip edenlere göre, global ekonominin başlangıçta, herkesin kendi çıkarlarını düşündüğünden değişen güç dengelerinin oluşturduğu panikten sonra 'globalleşen' ekonominin global denetim mekanizmalarına ihtiyaç duyduğu ve bu bilincin gittikçe hakim olmaya başladı... Altı yıldan beri Davos forumlarını takip eden ve 22 milyar dolarlık cirosu ile dünya ilaç sanayiinde çok önemli bir yere sahip olan Merck Sharp firmasının Dış İlişkiler Direktörü Jeffrey Kemprecos'a "Türkiye'deki yatırımlarınız ile büyük bir coğrafyaya komşu olan ülkelere aynı zamanda ihracat da yapmış olacaksınız... Türkiye ihracat üssünüz mü olacak?" diye sorunca şunları söyledi: "O bahsettiğiniz vizyon çok gerilerde kaldı... Artık öyle üslere gerek yok... Küreselleşen dünyada neden bir yerler üs seçilmiş olsun! Artık yerinde üretim ve yerinden yönetim anlayışı vardır... Kim nerede üretiyorsa orada satacak ve oradan yönetecek... Ticaret her zaman uzaktan kumanda ile olmuyor..."Türkiye uluslararası bu toplantılara yeteri kadar önem veriyor mu? sorumuza ise Kemprecos şu cevabı verdi: "Üç yıldan beri Türkiye'deyim. Özellikle Amerika'da çok sayıda bilim adamınız var. Sağlık alanında dünyaca ünlü doktorlarınız var... Uluslararası çapta yöneticileriniz var... Coca Cola'nın ikinci adamı Muhtar Kent bunlardan biri... Kısaca ülkeniz bir fidanlık gibi... Yetiştiriyorsunuz ve sonra başka ülkelere kaptırıyorsunuz. Ülkeniz öncelikle beyin göçünü durdurmak zorunda... Türkiye, bu göçü durdurabilirse, ülkeniz çok önemli bir yere gelebilir... Uluslararası bu tür toplantılara sadece siyasi anlamda katılım ile yetinmemeli... İş adamlarınızın katılması ve çok önceden hazırlıklar yapması gerekli..." * Kısacası İsviçre'nin küçük bir dağ kasabası olan Davos'ta Türkiye'nin politik geleceği, Irak ve Orta Doğu ülkelerinin geleceği konuşuldu, tartışıldı. Lakin en önemlisi küresel iklim değişiklikleri konulu forum oldu. Bu konuda da yine en anlamlı uyarı Almanya Başbakanı Angela Merkel'den geldi... Merkel, atmosferi kirletenlerin tamamının bu projeye sahip çıkması gerektiği üzerinde durarak madalyonun diğer yüzündeki sancıları anlattı... Davos'ta otele döndüğümde oturup notlarımı yazdıktan sonra Herald Tribune gazetesinin verdiği bir ilavedeki resim dikkatimi çekti... Küresel iklim değişikliğini bundan daha iyi kimsenin anlatacağına da inanmıyorum... Bir dönem dünyayı yöneten güçlerden Firavunların simgesi olan piramitlerin resmini tam sayfa yayınlamış... Lakin piramitlere kar yağmış... Çöl ortasındaki sarı piramitlerin rengi kardan bembeyaz olmuş... Küresel iklim değişikliklerine neden olan büyük güçler, yani paranın efendileri üretim çılgınlıklarına devam ettiği müddetçe, güçlerini simgeleyen piramitlerine kar yağacak ve kendi elleriyle inşa ettirdikleri piramitlerine gömülecek Firavunların akıbeti hatırlatılıyor gibiydi... Aslında resmin altında bunlar yazmıyordu, bu benim düşündüklerimdi... Elbette bir gün piramitlere kar yağacak, ama bugün ama yarın... "Belki de yarından da yakın..."