Rostov'da buluşabilmek

A -
A +

Ve Güney Rusya'nın en büyük kentlerinden biri sayılan Rostov'daydık... Rostov'un tarihine baktığımız zaman ise çarpıcı bir ayrıntı görmekteyiz... Don Nehri kenarında yaşayan Kazaklar, Rus İmparatorlar için vazgeçilmez asker olmalarının ardında yatan neden olan -korkusuz olmaları- yüzünden burada kalmışlar ve hem kentin güvenliğini, hem de imparatorluğun ayakta kalmasını sağlamışlar... Kazaklar, silah yapımı ve balıkçılıkla da uğraşmışlar. Yüksek vergiler nedeniyle Rus Çarlarına karşı sık sık isyan etmelerine rağmen, üstün savaş özellikleri nedeniyle Çarlar Kazak'lardan hiçbir zaman vazgeçmemiş... Rostov'da bugün çok sayıda Kazak vatandaşın yaşadığını ve onların bugün Türkiye ile sıkı bir ticari bağ geliştirdiğini de söylemeliyiz... Özellikle THY'nin Rostov'a düzenlediği seferlerin ardından ticari ve turistik faaliyetler hız kazanmış... * Türk iş adamları da gidilebilecek her yere gidebiliyor... Ve gerçekten yerinde duramıyor... Öz kaynakları yetersiz, devletin büyük destek vermeyişine rağmen sürekli dış pazarlarda yer kapabiliyor... Devlet Bakanı Zafer Çağlayan'ın daveti üzerine Rusya'nın Rostov kentinde Türk şirketi FORT'un ilginç bir yatırımına şahit olduk... Şirket yetkilileri Rostov 'a defalarca gitmiş ve bölgenin en büyük ihtiyacı olan sebze ve meyve hali ihtiyacını görünce Ruslarla masaya oturup yarı yarıya ortak olarak bu hali yapmaya karar vermişler... Yani iki farklı sermaye Rostov'da buluşabilmiş ve ortak bir yatırımda karar alabilmiş... İşte bütün mesele burada... Karşılıklı kazanmayı prensip edinen Türk firmalarının bu bölgelerde kaybetme riski çok az... Bir ülkenin ihracatı ise ancak yurt dışı müteahhitlik ve ticaretten geçiyor... Yoksa kendin yapıp kendine satmanın devri ise her geçen gün sona eriyor... Çünkü küresel sermayenin bütün ürünlerini Rusya'da gördükçe bunu daha iyi anlıyoruz... * Bakan Çağlayan'ın da, halin temel atma töreninden sonra yaptığı sohbet toplantısında üç yıllık bakanlığı döneminde seyahatlerinde gidilen mesafeyi topladığında -uzaya gidilebilecek kadar- olduğunu ifade ettikten sonra 'artık dönüş yolundayız' demesi ise bir başka dikkat çekici noktaydı... Yani, devlet oturmuyor artık... Dolaşarak, yeni pazarlar arayarak ülkesine döviz girdisini artırmayı hedefliyor... Tabii burada Başbakan Erdoğan'ın sekiz yıldan beri uygulamaya koyduğu komşularla sıfır problem politikasının da büyük önemi olduğunu hatırlatalım... Bakan Çağlayan, yapılacak hal sayesinde ülkemizdeki tarımın daha büyük bir ivme kazanacağını ve bu bölgelere ihraç edilen sebze ve meyvelerin soğuk hava depolarında çok daha iyi muhafaza edileceğini anlattı... Türk iş adamı artık şunu çok iyi bilmeli ki, kendine yeni pazarlar ararken oralardaki sermaye ile ortak olma yollarını denemeli... Yoksa tek başına kimse kimseye bir şey kazandırmaz... Hele rüşvetle bu ülkelerde ayakta kalmak gittikçe zorlaşıyor... Çünkü artık herkesin gözü açılmış...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.