Sanatsız sermaye

A -
A +

New York Times'deki bir haberden anlıyoruz ki; Avrupa'daki ekonomik krizden sanat sektörü de nasibini almaya başlamış... Portekiz Kültür Bakanlığı'nı dahi kaldırmış... Bizde ise ekonomik kriz çıktığında ilk etkilenenlerin başında sanat gelir... Çünkü sermaye ile sanat bir türlü buluşamıyor... Bu ülkedeki medyanın magazin haberlerinde sanat ve iş dünyasının ünlülerini bir arada gösteren karelere çok sık rastlanır... Bu kareler genellikle kalıplaştırılan şu sözle ifade edilir; -Sanatçı dostu falan filan iş adamı... Mesleğe ilk başladığımızda bu karelere biz de inanırdık... Sanatçı, siyasetçi ve gazetecilerin patronlarla ilişkilerine şahit oldukça sermayenin dostu olmadığını anladık... Sermaye; kendi menfaatleri doğrultusunda her sektörün önde gelenlerini daima kullanır... Zamanlamaları da harikadır... İnsanları kullanmanın son tarihini de çok iyi bilirler... Bu yüzden sanat, siyaset, medya ve spor gibi sektörler yapboz tahtası gibidir... ABD'deki gibi endüstrileşememiştir... * "Siyasetin, sporun, sanatın ve medyanın kralı artık sermayedir..." Sözün sahibi rahmetli Tarık Buğra' dır... Bir dönem içine girdiği ekonomik sıkıntılar nedeniyle ülkenin en büyük iş adamlarından birinin hayatını tiyatro eseri haline getirdiğinde bu gerçeği fark etmişti.. İş dünyasının bu sektörleri nasıl etkilediğine şahit olmuştu... "Gelene ağam gidene paşam" diyen sermaye sahiplerine de sorulsa, derler ki; -Siyasetle hiç işimiz olmaz! * Kimileri paha biçilmez koleksiyonlara ve pahalı oyuncaklara sahiptir... Kimileri ise hat, tablo ve antika eserleri toplar... İş adamı rahmetli Aydın Bolak bir gün demişti ki; - Bizim iş adamlarımızda sanata merak yoktur... Merakları sanatın pahalı ürünlerinedir... Onun da nedeni Avrupalı ortaklarını yalılarına misafir ettikleri zaman sanattan uzak olmadıklarını göstermek içindir... Yoksa duvarlarına astıkları tabloların ressamlarının adını dahi bilmezler! İşte bu yüzden gazeteci, sanatçı, sporcu ve siyasetçi vitrinden düşünce veya modası geçince bir köşede tek başına ölüyor! Her sektörde üretenler zengin, tüketenler ise fakirdir... Sanatta ise tam tersidir... Sanatçı üreten olmasına rağmen fakirdir... Üretilenleri toplayanlar ise nedense daha çok zengindir... Hattat Hamid Aytaç üç kuruşa muhtaç öldü ama müzayedelerde açık artırma ile satılan eserlerine paha biçilemiyor...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.