Salı günü Ankara'da Genelkurmay Başkanlığı'nda 'terör brifingi'ne katıldım. 16 Türk Devletini temsil eden on altı Türk Bayraklı salonda Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, medyanın üst düzey yöneticilerine terörün bugünkü geldiği noktayı anlattı. Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı Korgeneral Arslan Güner ile Genel Sekreter Tümgeneral Sabri Demirözen'in katıldığı brifingde en önemli mesajlar medyaya verildi. "... Önemli olan, terörist örgütlere, terörle bir yere varamayacaklarını kararlılıkla göstererek, terör örgütünün başarı umudunu kırmak ve yok etmektir. Başarı umudu devam eden örgütün tamamen ortadan kaldırılması zordur" diyen Orgeneral İlker Başbuğ, "Terörle ilgili konuşurken, yazarken, çizerken bu amacın daima göz önünde bulundurulması gerekir" mesajının altını çizdi. *** Terör örgütüne ait medya organlarından yani silahsız teröristlerinden Danimarka'daki Roch televizyonu ile örgüte ait bazı gazetelerden haberler gösterildi. Türk medyasının yazılı ve görsel basınından ise örnek haberler gösterildikten sonra Orgeneral İlker Başbuğ, "Medyada terörizmle ilgili haberlerin veriliş şekliyle, toplum üzerinde korku, bezginlik, yıldırma, tehdit ve baskı oluşturmasına, bilerek veya bilmeyerek neden olunuyorsa bu, teröristlerin amaçlarına hizmet olur" dedi. *** Terör örgütünün eylemlerini haber olarak duyurmaktaki kritere de Amerika ve İngiltere'deki olaylar sonrası CNN, BBC ve FOX'un yaptığı yayınları örnek gösteren Orgeneral İlker Başbuğ, "İngiltere'de bir teröristin resmi veya sesi radyo ve televizyonlardan verilemez..." Orgeneral Başbuğ, ABD'de bir kişinin çıkıp Laden'i övdüğü takdirde tutuklandığını hatırlattı ve, "...örgütün propagandasını yapan bazı kuruluşlar, kişiler ve sivil toplum örgütleriyle mücadele edilmelidir" dedi. Terör örgütünün silahlı propagandayı 'silahlı terörist'lerin eylemlerle yaptığına dikkat çeken Orgeneral Başbuğ, "... örgüt lehinde propagandaya engel olmak için, her düzeyde terörle mücadele bilincinin geliştirilmesi ve örgüt ile toplum arasındaki iletişimin koparılması gerekmektedir. Türk medyasına düşen temel sorumluluk budur" sözleriyle noktaladı. *** Brifingin soru cevap kısmında ise, Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesinde modern eğitim projeleri adı altında dış destekli ve hatta terör örgütünün finansmanlarıyla bölücülük yapıldığını, yani 'silahsız terörist'lerin bu faaliyetlerinin Genelkurmay tarafından izlenip izlenmediğini, Talabani'nin Cumhurbaşkanı seçilmeden Türkiye'den bazı yetkililerin Talabani ile gizli görüşmede, Talabani'ye 'olur' verdiğine dair çıkan haberlerin doğru olup olmadığını sordum. Orgeneral İlker Başbuğ bu tür faaliyetlerin hepsinin izlendiğini, Talabani konusunda ise Irak'ın kendi içerisindeki seçim ile geldiğini Türkiye'nin bir katkısının ve iş birliğinin olmadığını belirtti. *** Brifingde, silahlı terörle mücadele sadece Türk Silahlı Kuvvetlerinin işi olmadığı, medyanın da üzerine çok büyük görevler düştüğü bir kez daha hatırlatıldı... Bakalım yazılı ve görsel basın terörün çirkin yüzünü gösterecek yazılara, belgesellere ve haberlere imza atacak mı? Ya da bildiğini okumaya ve yazmaya devam edecek mi?