Stratejik Akıl

Eşkıyanın başı Suriye'yi terk edince, Celal Bayar Üniversitesi'nden Prof. Dr. Mehmet Çelik; "-Dilerim, bu adamı getirip bize teslim etmezler. Çünkü başımıza daha büyük bir bela alacağız. İşte o zaman, 'Keşke Bekaa Vadisi'nde kalsaydı diyebiliriz' demiştim. Bugün de demeye başladık" uyarısında bulunmuştu. Gelinen nokta gerçekten de hocanın dediği gibi oldu. Peki bundan sonrası ne olacak? Kim çıkıp söyleyebilir? * Terör örgütünün siyasallaşma sürecine gireceğini, idamın kaldırılacağının sinyallerini de o günden veren Prof. Dr. Mehmet Çelik, geçen akşam Hulki Cevizoğlu'nun programına telefonla bağlanarak; "-Ama, bu ülkenin stratejik kurumları ne acı ki yok" dedikten sonra; "-Bu yüzden yanlış adreslerin kapısı çalınıyor, yanlış kişilerin yakası tutuluyor, suçlanıyor. Stratejik akıl üretim yerleri ne muhalefet, ne iktidar ve ne de ordudur" sözlerini acaba düşünen oldu mu? * Korktuğunun değil korkmadığının başına geldiği bir ülke aranılsa, galiba birinci sırada biz geliriz. Filistin davasını ülkemizde savunanlar bugün öyle bir oyun ile karşı karşıya kaldılar ki, âdeta birileri bize 'Alın size Filistin' der gibi, Diyarbakır'da kadın ve çocukları sokaklara döktüler. Ne yapabildik? Dünya televizyonları olayı günlerce halkına seyrettirdi, izleyenler Filistin ile karşılaştırdı ve kıyasladı... * Stratejik akıl üreten kurumların elli yıllık planlar yaptığını, planların iktidarlara anlatıldığını belirten Prof. Çelik: "-Derin devlet diyorlar ya? İşte bunlar yapmalı... Keşke öyle stratejik akıl üreten bir derin devlet olsa diyorum ama ne acı ki yok." Bizde 'derin devlet' değil, 'derin çeteler', 'derin lobiler' ve 'derin kuyular' var... Bir de bu kuyulardan su çekip değirmene taşıyanlar var... Sıra yangınlara gelince de 'su yok' diye feryad eden topluluklar var... * 'Derin devlet' enerji üretir. Bizde ise mevcut enerjinin kimler tarafından tüketileceği ince ince hesaplanır. Aramızdaki fark bu... ABD'de elli yıllık gelecek planları Beyaz Saray'da tek başına oturan bir liderin sırtına ve aklına yüklenmez. Ülkede her alanda uzmanlaşan kişilerin oluşturduğu stratejik kurumlarda tezler tartışılır ve sonra plan haline getirilir... iktidarlara sunulur ve uygulamaya konulur. Kurumların en büyük destekçileri de istihbarat kuruluşlarıdır. Bilinmeyenleri bilen istihbarat kuruluşlarının bilgilerine değer verilmediği zaman, bilinen bilgiler ışığında üretilen strateji ülkeyi, asırlık atasözünü doğrulatmaktan öteye bir adım götürmez. Yani: 'Evdeki hesap çarşıya uymaz.' Biz evde hesap yapmaktan yorulmadık. Uluslararası çarşılardan eli boş neden döndüğümüzün cevabı, stratejik akıldan yoksun oluşumuzdur... * Bugün 23 Nisan Çocuk Bayramı. Geride kalan zaferlerin bayramını kutlamakla bir adım ileri gidilmez... O çocukların gelecek günlerini bayrama çevirmek ise bugünden üretilen stratejilerle olur...