Geçen hafta Baş Başa programında sanayici Dr. Nevzat Demir değişik tespitlerde bulundu. Hayat felsefesini 'kirlenmeden gitmek' üzerine kuran Dr. Demir, bir deterjan reklamındaki 'kirlenmek güzeldir' sloganına âdeta kafa tutuyordu... Deterjan firması bu sloganı üretmekle kendi açısından haklıydı... Çünkü insanlar üstünü-başını ne kadar çok kirletirse o kadar deterjan tüketilecekti... Bir şeylerin değişmediğini aksine çözüldüğünü ifade eden Dr. Demir; "Başkalarının parasıyla geçinenler hürriyetini de kaybeder..." diyerek 'borç yiğidin kamçısıdır' sözüne de isyan ediyordu... * "Post modern dünyada markaların tapınakların yerini aldığını, alışveriş plazalarının ise markaları taparcasına sevenlerin ibadethaneleri" olduğunun altını çizerek markanın bir masaldan ibaret olduğunu iddia ediyor... Tapınakların şövalyelerinin ise kim olduğunu söylemeye gerek bile yok... "Şanlı bir tarihten suçluluk tarihine ne zaman geçildi, nasıl gelindi?" Bu sorunun cevabını da Prof. Dr. Yavuz Odabaşı'nın Tüketim Kültürü adlı eserinden bir paragraf okuyarak veren Dr. Nevzat Demir; "Hedonistlik bireylerin tek tek kanına girmekte. Hedonist bireyin 'anında tatmini' ön plana alma özelliği ortaya çıkmaktadır. Sabır ve 'ertelenmiş tatmin' yerine çabuk ve hemen tatmin isteği baskındır..." diyor... * Tüketerek bir büyük illetin içinde çırpınacağımıza, üreterek medeni ve güçlü ülkeler arasında yer alacağımıza inanmak gerek...