BJK Başkanı Yıldırım Demirören ve yönetim kurulu üyeleriyle birlikte maç için Moskova'daydık... Maç kaybedilince Beşiktaş kafilesiyle birlikte dönerken uçakta herkesin ne kadar üzgün olduğunu anlatmaya ve tarif etmeye gerek dahi yoktu... Başkan Yıldırım Demirören'e havaalanında yapılan yumurtalı saldırı sonrası anladık ki; körlere bir yolda adam gibi ilerleyebilmeleri ve yürüyebilmeleri için hâlâ yol tarif etmeye ihtiyaç var... Aklını kaybeden ve başkalarının aklıyla hareket eden ucuz kafalı ve kullanılmaya müsait olan küçük adamlar ise taraftar maskesi adı altında çirkin saldırıyı yaptıranlar Beşiktaş camiasına ve o makama saldırdıklarını unutuyorlardı... * Ayaz bir gecenin yarısında Moskova'nın o meşhur dondurucu soğuğunu dahi kimse hissetmiyor gibiydi... Yüzler donuktu... Çünkü futbolda dün yoktu... Yeryüzünde hiç kimse mağlubiyet sonrası gülmeyi ve 'bunda da bir hayır ve çıkartılması gereken ders vardır!' diyebilmeyi başaramıyordu... Kimse kaybedenlerin yanında başı öne eğik duramıyor ve durmak istemiyordu... Kaybedenlerin safında yer almak işine gelmiyordu... Herkes kazananın yanında durup zafere ortak olmayı arzuluyordu... Bu ise dünyanın en kolay yoluydu... Ucuz bir romanın kahramanı olabilmek herkesin harcıydı... Oysa, tarihî bir romanın kahramanı olabilmek ise her babayiğidin harcı değildi... * Hayatın iki tarafı keskin bir bıçaktı... Kafilede bıçak açmıyordu kimsenin ağzını... Çünkü futbolda dün yoktu... Başkan Yıldırım Demirören'i yönetici arkadaşlar dışarıda fanatik taraftarların olduğunu söyleyerek uyardı... Demirören ise; "Ben, Beşiktaş taraftarının da önünden geçemeyeceksem ne işim var bu koltukta?" diyerek aracına ilerledi... Taraftarı ve camiayı ne kadar sevindirmek istediğinin yakın şahidiyim. Ki daha iki ay öncesine kadar iki kupayı müzesine götürünce; "En büyük Başkan bizim Başkan!" diye slogan atan taraftarın da kim olduğu görülüyordu. Takımın kaybetmesini bir yılan gibi pusuya yatarak bekleyip istikbal arayanların sahte ve kendi taraftarlarıyla bu ihanete neden imza atıldığının nedenini de herkes biliyordu... Lakin unutuldu... Çünkü futbolda dün yoktu... Ama; ayak oyunları, arkadan hançerlemek, belden aşağı vurmak daima var oldu... Ve bu pis oyun hiç yok olmadı... Kazanınca alkışlayan, kaybedince yumurta ve bira şişesi atmak taraftarlık değildir...