Tolstoy'un Arayışları -Il-

A -
A +

> Lüksemburg Geçtiğimiz hafta Tolstoy'un Müslüman olduğuna dair yazımdan sonra sizlerden çok sayıda elektronik posta ve faks aldım. Gelen tüm sorular ise kitabı nerede bulabileceklerine dairdi. Oysa kitabın KaraKutu yayınevi tarafından basıldığını yazmıştım. *** 3 Ekim zirvesi için TGRT televizyonu ile TGRT HABER televizyonu olarak zirveyi en ince ayrıntılarına kadar takip ettik. Zirve ile ilgili perde arkası yaşananları bir sonraki yazımda kaleme alacağım. Ama bu hafta da 'Tolstoy'un Arayışları' yazıma devam edeceğim. *** Bir Müslüman mankenin Yunanlı sevgilisi uğruna dinini değiştirmesi ile beynini adeta kemiren ve yüzyıl boyunca dünya edebiyatında eserleri ile zirveden inmeyen Tolstoy'un elbette din değiştirmesinin bir tutulması bile mümkün değildir... Biri uzun bir çile ve arayış yolculuğundan sonra hakikati bulmuş, diğeri ise hiçbir iz aramadan ve beynini zonklatmadan bir sevgili uğruna dinini değiştirmiş... Yarın Budist bir sevgili bulunca da Budizm'i tercih eder... Yunanlı sevgilisi uğruna dinini değiştiren manken acaba Tolstoy kadar İslamiyet'i araştırmış mıdır? Nerde! *** Hazreti Muhammed ile ilgili Tolstoy'un kayıp risalesini incelediğinizde şüphe götürecek en ufak bir iz yok... Kitap tamamen Tolstoy tarafından kaleme alınmış. Çünkü kitabın sonunda Rusça baskısının orijinal belgeleri mevcut... "Kalbimizde Allah'ın nuru vardır, onun adı da vicdandır" diyen Tolstoy eserinde; -Bunu söylemek ne kadar tuhaf olsa da benim için Muhammedîlik (İslamiyet), Haça tapmaktan (Hristiyan'lıktan) mukayese edilemeyecek kadar yüksekte duruyor. Eğer insan, seçme hakkına sahip olsaydı, aklı başında olan her insan, şüphe ve tereddüt etmeden Muhammedîliği; (İslamiyet'i) tek Allah'ı ve O'nun Peygamberini kabul ederdi. *** İki yakalı bir dünya... Bir yakası Batıl. Diğer yakası Hakikat... Tolstoy'un tabiriyle; -Bu arayışlarımın sonunda kıyıya ulaşmaya çabalayayım, Allah'ı bulayım diye verilmişti! Bazıları ise 'kıyı' denilince 'Yunan kıyıları' aklına geliyor. Yunan'a şirin gözükmek uğruna damatları Yunanlı, gelinleri Türk yapmadık mı dizilerimizde! Sonra da dizi Yunanistan'da çok tuttu masalı anlatılır... Ya damat Türk, gelin Yunanlı olsaydı? O zaman tutacak mıydı görürdük ama neyse! Kendini kandıranlara bir sözümüz yok ama bir milleti kandırmaya ve kilise açmak için çaba sarf edenlere ne acı ki kimsenin de söyleyeceği ve yazacağı bir söz kalmamış galiba. *** Bilinmeli ki; İnsan nasıl yaşarsa öyle ölürmüş... Nasıl ölürse öyle dirilirmiş... Nasıl dirilirse öyle haşrolunurmuş... Tolstoy arayışları sonunda karanlık tünelden kurtulmuş... Kurtulamayanlar düşünmeli...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.