Tribünlere oynamak

A -
A +

Fransa hükümet üyelerinden biri, parmağını haritada gezdirdikten sonra Napolyon'u tenkit eder: "-Önce şurasını almalıydınız, sonra ötesini zaptetmeliydiniz." Napolyon gülerek cevap verir: "-Evet, onlar parmakla alınabilseydi öyle yapardım." * Napolyon'a akıl veren kafaların çoğaldığı devirlerde, herkes kendi işine değil de, daima başkalarının işlerine bir iki laf etmekle meşguldür. Bir iki laf etme hastalığı, siyaset ve sporda zirvede seyretmektedir. * Maç öncesi ve sonrası yorumcuları dinlediğimde, okuduğumda bakıyorum ki, kimi futbolculara, kimi hocalara uzaktan akıl gönderiyor: - Öyle olsaydı gol olmazdı, böyle olsa gol olurdu. İşte o zaman Napolyon'un sözü aklıma düşüyor. Büyük takımların hoca ve futbolcularının çoğu yabancı olduğuna göre, yorumcuların söylediklerini veya yazdıklarını her gün tercüme ettirip okuması ve dinlemesi gerekmiyor mu? Bu da olamayacağına göre, herkes tribünlere oynamaya devam ediyor. * Önünü görmeyenlerin öteleri görme hakları yoktur, sözünü galiba birilerinin bu ülkede daima birilerine hatırlatması gerekiyor. Söz sahibi olabilmek için bir şeyin uzağında değil, yakınında ve hatta içerisinde olmak gerekli değil mi? Ama tribünlere oynamak galiba daha çok zevkli... Öyle değil mi?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.