"Kaybetmek bazen bir zafere denktir..." sözünü batılı aristokratlar dilinden düşürmez... Ama kaybetmelerin önüne geçmek için bir uyarıya da dikkat çeker; lakin alışkanlığa dönüştürmeme kaydıyla... Borsayı asrın en büyük kumarhanesine benzeten İngiliz borsacılardan biri borsada yatırım yapmak isteyen dostlarına der ki; azgın bir köpeğin başını okşamak istiyorsanız, o halde kuduz olmaya da hazırlıklı olun! diye uyarır... * 'Zengin' olmak için çıkılan umut yolculukları insanoğlunun daima ilgisini çeker. Altına hücumla başlayan bu serüven; loto, toto, bahis, piyango, kumar derken borsaya kadar gelip dayandı. Bütün değerleri terkedip bir günde köşeyi dönme hevesine kapılanlar, sevinç çığlıklarını atıp ardına bakmadan bu serüvenin bir yolcusu oldu... Bu yola girenler karanlık umut geçitlerinde tek başına kalabilme ihtimalinin var olduğunu dahi akıllarına getirmedi... Bu tehlike ihtimalini düşündürücü dahi bulmayanların içine düştükleri fukara halleri her geçen görmek çok üzücü... * Kazanma hırsı; insan yüreğine ait derinliklerde hala keşfedilemeyen bir yerlerde gaflet içerisinde uyuyor... Fitne hamamlarında kurulan cadı kazanlarında dürüstlük fokur fokur kaynatılıyor. Kaynadıkça sular insanlar öfkelerine yenik düştü. Sular ısındıkça, yandı insan... Ateşi alevle ısıtanlar ise ocakbaşlarında keyif çatmaya devam etti... * Rakamlarla oynamayı, matematiksel düşünmeyi çok sevenler bilmiyorlar ki, orda bile mutlak bir sonuç var... Birbirinin cebindeki paraya göz dikmenin her geçen gün bin bir türlü yollarını keşfeden tilki ruhlu kafalar, birbirinin yüreğindeki sevgi yoluna varabilmenin yollarını da duvarlarla örüyorlar... Sevgi yolu keşfedilseydi, kimse ağlamayacaktı... Savaşlar belki olmayacaktı. Tatlı ile tuzlu suyun birbirine karışmadığı gibi kazanma ve kaybetme hırsı da insanın beyninde birarada yaşıyor... Arada ince bir perde var. İyi ve kötü insanların birarada nefes alarak yaşadığı gibi... * Ne olursa olsun; ölüm tüm oyunları bozuyor ve tüm hırsları bitiriyor. Aradaki perdeyi gören yok zannediliyor ama şükür ki farkı gören 'biri' var... Umut geçitlerinde tek başına kalanlar ve rakamların sırrına kendini kaptıranlar oturup biraz kendilerine çeki düzen vermeli... Bunları soyanlar ise; "Dur, bir gün otur ağla benim için..." mısrasına itaat edip, kendilerini kaybedenlerin yerine koyup düşünmeli, insaf etmeli...