CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun iki gün önce genel yayın yönetmenleriyle yaptığı akşam yemeğindeydik... Yaklaşık dört saat süren yemekte sürekli sorular soruldu ve Kılıçdaroğlu hemen hepsini cevapladı... Neler mi söyledi? Aslında, 70 yıllık CHP'nin ezberlediği ve ezberlettiği statükonun türkülerini bir yılda değiştirmenin ve yeni bir CHP yi ifade etmenin ne kadar zor olduğunu kendisi de kabul ediyordu... Yıllardan beri biriken algılanmaları bir günde değiştirmeye, partinin içinde âdeta dükalık kuran siyasetçilerin saltanatlarını da bir günde sona erdiremeyeceğinin farkında olan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: 'Mademki ezberleri bozacağız ama önce CHP üzerindeki algıları kıracağız.' * Yani kendisi de, insanların kafasında küflenen bu algıları zor kıracağının farkında. Bir yandan 'Gandi' stratejisiyle hem parti içinde hem de parti dışında gücün iplerini elinde tutmanın zorluğunun da farkında olan Kılıçdaroğlu muhafazakâr kesimlerde CHP'nin hâlâ bir tehdit olduğuna dair kanaatleri de, şartlı siyaset yapan kadrolarıyla yıkmanın zorluğunu da görüyordu... Genel Yayın Yönetmenlerinden belki de beklediği soruları alamayınca gazetecilere soru sormaya başlayan Kılıçdaroğlu bu noktada da yanlış bir siyasi taktik uyguluyordu... Uzlaşma siyaseti stratejisi masa başında sevgiden uzak kelimelerden ibaret olduğunda ve bu kelimelerin yan yana gelerek bir siyasi söyleme dönüşmesi milletin ön yargılarını kırmaya yetmiyor ve en önemlisi samimiyete inanılmıyor... Oy oranını artırma planlarından ibaret olduğunu artık vatandaş anlıyor... Özellikle uzlaşma siyasetiyle iktidara yürüdüğüne inanan Kılıçdaroğlu'nun, referandum sonuç tablosunu değerlendirirken 'Evet' diyenlerin genellikle eğitim seviyesinin düşük olduğunu ima etmesi ise daha yanlış bir taktik... Kısaca Kılıçdaroğlu da, dostum CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin de açılım ve ezber bozma stratejileriyle muhafazakâr kitlelerin güvenini kazanamayacaklarını bilmeli... Çünkü siyaset sadece uzlaşma nutuklarıyla yapılmaz, samimiyetle kardeş olmak da gerekli...