> Kuveyt Kuveyt Emiri Sheikh Sabah Alahmad Aljaber'in davetlisi olarak 1. Arap Ülkeleri Ekonomi ve Sosyal Zirvesi'ne geldik... Kuveyt'in Arapça'daki anlamı; su kenarındaki kale demekti... Yarın başlayacak olan zirveden önce, Saddam'ın işgalinden sonra yorgun çıkan ama her geçen gün savaşın izlerini biraz daha yok etmeye çalışan kenti gezdik... Gördük ki bir savaşın anatomisini anlayabilmek için bazı soruları sormak gerek; Ne uğruna yapıldı bu savaş? Saddam ve o yere göğe sığdırılamayan dört yüz bin devrim muhafızı denilen askerleri nerede idi? * Bugün hâlâ Orta Doğu'da kan gövdeyi götürüyorsa bunun asıl nedeni Saddam'ın Kuveyt'i işgal etmesidir... İşgal etti de ne oldu? Kendi ülkesi Irak işgal edildi... Kendi ve arkadaşları darağacında son nefesini verdi... İki oğlunu kaybetti... Daha da önemlisi binlerce masum insan öldürüldü ve hâlâ da öldürülüyor... Yüz binlerce insan aç, susuz ve sefalet içinde hayatını sürdürüyor... Irak ise üçe bölünmeye doğru hızla yol alıyor... * Kuveyt'te gördük ki; savaşın izleri, tedirginliği ve korkuları kentte hâlâ duruyor! O savaş günlerini hatırlayan Kuveytliler hâlâ üzgün... Komşusu, aynı din ve ırka mensup olan Irak tarafından saldırıya uğramanın hüznü hâlâ Kuveytli insanların yüzlerinde çizgiler halinde duruyor... Savaşların açtığı yaralar kolay kapanmıyor... Kuveyt'in bombardımana tutulduğu o günleri ve esir alınan Kuveytli askerlerin görüntülerini bir daha hatırladım... O güzel dostun söylediklerini duyar gibiydim; "İnsanlar ne yaparsa kendine yapar ama devlet yönetenlerin ve lider olanların yaptıklarının bedelini ise, bazan bir millet asırlarca öder..." Yani, liderlerin böyle bir lüksü yoktur... Su kenarındaki kale kenti olan Kuveyt'te yarın yapılacak olan zirveye dair notları ise salı günü yazacağım...