Otuz yıllık meslek hayatımızda çok sayıda siyasetçi ve bürokrat tanıdık... Birçok siyasetçinin yarına yönelik bir analizi yoktu... Ve dünyanın nereye gittiğini bilen siyasetçi çok azdı... Ucuz yoldan efsaneleşebilmek, sloganlardan ibaret kelimeleri yan yana getirip kürsülerde nutuk çekmekten başka bir yol bilmeyen siyasilerin çoğu, kayıkçı kavgalarıyla gündeme gelirdi... Halk da siyaseti kavgadan ibaretmiş gibi algılamaya ve bu duruma da alışmaya başlamıştı... Merhum Özal bir vizyon adamıydı... Ülkeyi bir yerden bir yere taşımaya gayret ediyordu... Ve taşıdı da... O dönemlerde Ankara'da siyaseti meslek edinmiş ve kırk yıldan beri siyaset yapan siyasilerin kalıplaştırdığı kavga üzerine inşa edilen siyasetin dışında hareket eden sadece birkaç adam tanımıştım... Onlardan biri de Maliye eski Bakanı Adnan Kahveci'ydi... * 2009 yılıydı... Dünya Ekonomik Forum toplantısı için Davos'taydık... Dünyanın en sayılı ekonomistleri, liderler ve iş adamları ABD'deki resesyonun başlamasından çok tedirgindi ve küresel sermayenin iflasa doğru gittiğini söylemekteydi... Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Davos'ta yaptığımız programda Türkiye'nin nasıl etkileneceğini sorduğumda piyasaları tedirgin etmeyen o güzel üslubuyla; - Türkiye mutlaka etkilenecektir ama bu etkilenmeye karşı geliştirdiğimiz tedbirlerimiz de devreye girecektir... Kimsenin endişe etmesine gerek yoktur... * Ve aradan iki yıl geçti... Bakan Şimşek ciddi anlamda enflasyonist bir baskıya karşı direndi... Yeni gelir kaynakları oluşturan paketler açtı... Vergi barışı ile yıllardan beri toplanamayan borç yapılandırmalarıyla hazineye trilyonlar kazandırdı... Yurt dışındaki bankalarda yatan paraların büyük bir kısmının ülkeye getirilmesine ve cari açığı dengelemek için katma değeri yüksek sektörlere odaklanma planlarıyla büyük başarılara imza atmaya devam etti... Çünkü hem dünyaya yön veren ekonomi politikalarının hem de yoksulluğun içinden gelmişti... Geçen gün katıldığı bir radyo programında dinledim Bakan Şimşek'i. Diyordu ki; - Köyde büyüdüm. Babam, bir şey almak için hayvan satmak zorunda kalırdı. Annem hastalandığında inek satılmak zorunda kalınmış Ankara'ya götürülebilsin diye. Pratik zekâsıyla ve kendine has pratik uygulama metodlarına sahip Bakan Şimşek yarının neler getireceğini iyi hesap eden ve en önemlisi halkın yoksulluğunu bilen ve bunu yenebilmek için ise sürekli yıkıcı değil yapıcı projeler üreten bir siyasetçi... Bu ülkede problem birikimi varsa nedeni teoriyi pratiğe geçirememekten kaynaklanmıştır... Nice proje, teoride, yani kâğıt üzerinde ve lafta kalmış ve bir türlü pratiğe geçirilememiştir... Pratiğe dökülemeyen her iş fiyaskodur... Bu nedenle, Adnan Kahveci'den sonra tanıdığım ikinci Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'tir...