Biri, Dersim ile ilgili ortaya bir laf atıyor... Birileri de tartışıyor... Nedense her tartışma bu ülkeyi kamplara bölüyor... Yazı dizileri, belgeseller, kitaplar, filmler peş peşe geliyor... Bilen de, bilmeyen de konuşuyor, yazıyor... Neymiş; -Tarihle yüzleşmek lazım mış! Yüzleşmenin sonunda kimin yakasına yapışılacak? Peki, hangi ülke tarihiyle böyle bir yüzleşmeye gitmiş? ABD; Kızılderili ve zencilerle hesaplaşmış mı? Ya da Iraklı ve Afganlılarla yüzleşecek mi? İngilizler; Hintli ve Pakistanlılarla, Fransızlar; Cezayirlilerle, İtalyanlar; Libyalılarla, Ruslar; Kazak, Kırgız, Azeri, Özbek ve Kırımlılarla Almanlar; İngiliz, Fransız, Rus ve Yahudilerle hesaplaşmış mı? Hayır! * Dünyanın her yerinde biriktirilen, kazanılan paraların bütün yolları, Manhattan'a çıkar. "Yeni Roma'nın Sezar'ları, dünyanın finans merkezi Wall Street'ten dünya ekonomisine yön verirler" diyenler gökdelen ormanı denilen Manhattan adasının, beyaz Amerikalılara yıkılmazlık duygusu verdiğini, her gökdelenin, göklere isyan edercesine yükselen çağdaş bir "Babil Kulesi" olduğunu vurgular... 11 Eylül'de farklı bir isyan metoduyla içinde bulunduğu isyana karşılık verilir ama yine en büyük zararı da gökdelenlere isyan edenler görür... * Hollandalı Peter Miniut, Manhattan adasını Kızılderililerden 24 dolara satın alındığını ve Kızılderililerin topraklarına, beyazların sömürge kaynaklı paralarıyla, siyahlar tarafından inşa edildiğini bilmeyen kalmadı... Buna rağmen kimseyle yüzleşme yoluna gitmiyor... Daha maddi yüzleşmesini yapmayanlar, tarihle yüzleşme yapmamızı ısrarla neden istiyor? Yüzleşme vadisine sıkıştırılıp oyalanıyoruz. Ama bu vadide sadece kurtlar değil, tilkiler, çakallar, sırtlanlar daha çok dolaşıyor... Yüzleşmek; kin ve nefret doğururmuş, bilmeyen kaldı mı?