Zamana göre...

A -
A +

Altından kalkamadıkları olaylar karşısında, çocuklara iyi bir adam olması yolunda verilen nasihatler genellikle 'ne yana çekersen çek uyar' türü atasözlerinden seçilir... Kimileri, çocuklarının davranış biçimini perçinlemek... Kimileri, 'haksız konumdan haklı duruma' geçmek... Kimileri de, girdiği tartışmanın galibi olabilmek ve rakibini ikna edebilmek, köşeye sıkıştırıp 'mat' edebilmek için atasözlerine sığınır... Kişilere, kahramanlara ve zamana göre fikrini bir atasözü ile özetlemeye çalışanların, çok kere yanlış yönlendirme yaptıklarına şahit oldum... Atasözlerinin büyülü kelimelerine sığınanlar ne büyük cinayetler işlediklerinin farkına belki de hâlâ varamadı... * Kıbrıs, Kerkük, Musul gündeme geldiğinde 'cesur adımlar' atmaktan yana olanlar Halil Rifat Paşa'nın sözüne sarılır; -Gidemediğin yer senin değildir! Eğer birileri de, bu söze itiraz edecekse... Sözü kabullenmek işine gelmiyor ise... Sözü çürütmeyi kafasına koymuşsa ve ihmalkârlığa, gidemeyişlere gerekçe arıyorsa hemen Ahmet Kutsi Tecer'in dizelerine dört elle sarılır; -Orda bir köy var, uzakta O köy bizim köyümüzdür. Gezmesek de, tozmasak da O köy bizim köyümüzdür. * Kimi çocuklarının; 'başlarının belaya girmesini' önlemek için; -Yiğidin anası tez ağlar! atasözünü söyler... Kimi ise evlatlarına; -Erkekliğin onda dokuzu kaçmaktır! der. Kimi de Shakespeare'in; -Yiğitlik intikam kazanmakta değil, tahammül göstermektedir... Kimileri de; -Zengin derler maldan, yiğit derler candan ederler... Bu çocuklar hangi sözü dinleyerek 'yiğit' olacak? Kaçarak mı? Vurarak mı? Sabır ederek mi? Zamana, kişilere, olaylara göre 'atasözü' söyleme alışkanlığını 'nasihat' gibi masum bir kelimenin sırtına yükleme hastalığından artık vazgeçmek lazım...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.