Kim derdi ki Öcalan'ın BDP'deki vesayeti…

A -
A +
CHP, MHP, BBP, DSP ve DP 30 Mart yerel seçimleri için Bitlis'te ittifak yapacaklarını açıkladılar.
AK Parti'nin bu ittifakta olmamasında şaşılacak bir taraf yok. Zira seçim öncesi Mecliste olsun olmasın tüm partiler iktidar partisine karşı fiili ittifak oluşturmuş durumda. Hatta parti olmadan oy çarpmaya kalkan Cemaat'in yazarları hangi ilde hangi "güçlü partiye" oy verileceğinin ayrıntılı listelerini yayınlıyorlar.
Peki ya BDP? O niçin bu ittifakların çirkin ördek yavrusu?
Bu sorunun yanıtı, Sırrı Süreyya Önder'in açıkladığı, CHP ve BDP'nin "kent partisi" HDP arasında yapılan seçim ittifakı diyaloğunda. Önder'in açıklamasına göre, CHP'liler kendilerine "Bizi destekleyin ama kimse görmesin, bilmesin" demiş.
Şaka değil; ne yazık ki CHP yine ciddi!
Bu tek örnek değil elbette. Biliyoruz ki, Kürtlerin ve temsilcilerinin, CHP'siyle birlikte Türkiye solunun kahir ekseriyetinin siyaset repertuvarındaki yerleri, sesine ancak perde arkasından tahammül edilen Safiye Ayla misali. Gezi'de gördüğümüz üzere, berbat orkestralarının müziğini bastırmak için de o sesin yüksek oktavına bazen çok ihtiyaç duyuyorlar işte.
Demokrasiye, dönüşen Türkiye'ye beş benzemezle rest çeken "Kartaca yıkılmalıdır" ittifakının hal-i pürmelali bu çerçevede malumumuz da, peki ya BDP ne yapıyor dersiniz?
Açıkça söylüyorum. Eskiden BDP'nin üzerindekini vesayetini eleştiri konusu yaptığım Öcalan etkisini, Çözüm Süreci başlayıp da akan kanımız durduğundan beri "şans" sayıyorum. Yoksa içlerinden "kepçeyi bulanın" Çözüm Süreci'yle yeni Türkiye'yi kuran Kürtlere, dindarlara, demokratlara karşı kurulan şer ittifakının mevzilerine barikat olması işten bile değil.
Ama hâl bu. Yoksa ulusalcısından, milliyetçisinden, cemaatçisinden, savaş çığırtkanı loser liberalinden ve Ortodoks solundan esirgedikleri eleştiri oklarını, varoluş nedenleri olan Çözüm Süreci'ndeki muhatapları bir partiye yöneltirler miydi?
Daha bir hafta önce, bu köşeden sağduyusuna, muhalefet seviyesine övgüler düzdüğüm Demirtaş'ı, Kürkçü'sü çıkıp Çözüm Süreci 1 yılını aştığı hâlde "Erdoğan'la bu iş olmaz" derler miydi? Sanırım sayın vekiller, karşılarında muhatap olarak barış sürecini ihanet projesi sayan Kılıçdaroğlu'nu ya da Bahçeli'yi görmeyi arzuluyorlar.

Rızasız bahçenin gülü derilmez

Şimdi de bazı BDP'liler, Gezi'de Kürtlerin yalnızca "iş gücünden" faydalanmak için yapmadıkları cinlik kalmayanlara Hevsel Bahçeleri'nden gül uzatıyorlar.
Günlerdir sosyal medyadan "AKP Hevsel Bahçelerinde ağaç katliamı yapıyor, haydi direnişe" diyorlar. Malı bulan Twitter kahramanı gazeteciler de "Hevsel'den Gezi'ye selam!" pankartlarının RT'sini ikiye katlıyorlar, inşallah!
Ama Allah'tan BDP içinde bu garip ittifaka Kürtlerin, Türklerin, koskoca bir halkın barışını kurban etmeye vicdanı elvermeyen Leyla Zana gibi isimler de var.
Altan Tan onlardan biri, diyor ki: "Maalesef defalarca ikaz etmeme, elimdeki belge ve bilgileri sunmama rağmen, bugün DTK adına hareket ettiğini söyleyen bazı kişiler halkı yanıltıyorlar." (Vatan 03.03.2014)
Bölgedeki yerel kaynaklar da Tan'ı doğruluyor. Telefonla görüştüğüm AK Parti Diyarbakır Belediye Başkan Adayı Galip Ensarioğlu da:
"Yüzlerce defa açıklama yapıldı. Dilimizde tüy bitti. Hevsel Bahçeleri'nde tek bir ağaç kesilmedi. Yangın önleme amacıyla çalışma yapılan yer Hevsel Bahçeleri'nde değil, üniversite bölgesindeki sazlık alanda. İmara açıldığı falan da yok. Bunu kendileri de tüm Diyarbakır halkı da biliyor. Eğer çevre konusunda duyarlılarsa, Hevsel Bahçeleri'ne bizler gibi sahip çıkıyorlarsa, BDP'li Büyükşehir ve Sur Belediyesi'nin Kırklar Dağı'nı imara açıp diktirdiği o çirkin binalara baksınlar! Protesto çadırlarını niye Hevsel'de kurdular?"
BDP bölgedeki en güçlü rakibi AK Parti ile elbette kıyasıya mücadele edecek.  Bu uğurda o da her parti gibi gerçeğin "sınırlarını" zorlayacak. Hatta yasallaşması gerektiğini düşündüğüm seçim ittifaklarına soyunacak. Seçmenlerini ikna edebildikleri sürece, mubahtır.
Ama bunu, Öcalan'ın bile hikmetini anladığı Gezi'ye, üstelik de hor görülen Kürt gençlerinin sırtında Hevsel Bahçeleri'nden odun taşıyarak, Çözüm Süreci pahasına yapacaklarsa hakikaten bir daha düşünsünler.
Kendilerine naçizane tavsiyem, bireysel beka, siyasi husumet gözlerini barışa bu kadar kör ettiyse, bir gece o bahçeye yalnız gitsinler. Dönünce hâlâ, binlerce yılın acısını, deneyimi bağrında saklayan Hevsel'in o toprakların "rızasını aldık" derlerse, eyvallah.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.