Twitter mevzuuna giriş

A -
A +

Hafta sonu, Twitter'ın bir mahkemenin verdiği kararı umursamaması nedeniyle Türkiye'de erişim geçici olarak engellendi. Mahkeme bu kararını, mahrem görüntüleri sahte isimle açılan twitter hesabı üzerinden yayınlanan bir kadının şikâyeti üzerine almıştı.

O gün bugündür tartışma sürüyor. İlkesel olarak aksi iddia edilemeyecek olsa da "yasaklara karşıyız" mottosunu tekrar ederek mevzua dair her türlü argümana kulaklarını tıkayanlar az değil. Daha önce, bu somut olaya benzer durumlarla karşılaşıp feveran edenlerin, savcılıklara başvuranların, hatta Başbakan Erdoğan'dan "müdahale" isteyenlerin "isyanları" ise acınası.
Örneğin geçtiğimiz aylarda bir twitter kullanıcısını kendisine hakaret ettiği gerekçesiyle mahkûm ettiren Aylin Aslım şimdi internete sınırsız özgürlük naraları atıyor.
Bir süre önce eşinin mayolu görüntüleri internet sitelerinde yayınlanınca bizzat Erdoğan'a mektup yazıp "müdahale rica eden" Oktay Kaynarca, twitter yasağına twitter'dan tepki gösteriyor:
"Twitter'ı kapat, Facebook'u yok et, interneti engelle de aklımızı vicdanımızı yüreğimizi nereye gömeceksin?"
Kendilerini eleştiren meslektaşlarını ve twitter hesaplarını "savcılarına" şikâyet ettikleri ortaya çıkan bazı Zaman ve Taraf yazarları "direnin" çağrıları yapıyorlar.
Ekşi sözlüğün kapatılması için yaptığı başvuru matbu olarak internette gezinen gazeteci de isyanda.
Allah aşkına söyler misiniz, sizler için hak olan mahrem hayatın gizliliği ve güvenlik talebi, niçin başka vatandaşlar söz konusu olunca geçerli olmuyor? Sonuçlandıklarında, şimdiki durumdan farksız bir sonuca neden olmayacak hukuki başvurularınız, yoksa bir internete özgürlük kampanyasının parçası mıydı?
Elbette aklını, vicdanını, mantığını siyasal iktidara husumete vakfetmiş bu güruhun popülist atarlanmaları ve ergen tavırları üzerinden bir ilke tartışması yapacak değiliz. Ama konuya dair tartışmayı sağlıklı bir zeminde sürdürmek için, bu gürültüleri tarif edip temizlik yapmamız şarttı. O halde başlayalım. 
1- Bu olayda da siyaseten doğruculuk nakaratları, olay üzerine konuşmaya başladığınız anda detone olur. Tıpkı kanseri henüz yenmiş Defne Samyeli'ne, sosyal medya üzerinden atılan çamurun anında yayılmasını konuşur gibi, istisnalardan medet umar ve "o iş başka" ezgisine başlarsınız. 
2- Konu evrensel normlarda da, sanırım Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi prestijli bir kriterdir. Ve Osman Can'ın da konuyla ilgili yazısında hatırlattığı gibi 10. Maddesi de nettir.
"Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak, kamu makamlarının müdahalesi olmaksızın ve ülke sınırları gözetilmeksizin, kanaat özgürlüğünü ve haber ve görüş alma ve de verme özgürlüğünü de kapsar... 
Görev ve sorumluluklar da yükleyen bu özgürlüklerin kullanılması, yasayla öngörülen ve demokratik bir toplumda ulusal güvenliğin, toprak bütünlüğünün veya kamu güvenliğinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın, başkalarının şöhret ve haklarının korunması, gizli bilgilerin yayılmasının önlenmesi veya yargı erkinin yetki ve tarafsızlığının güvence altına alınması için gerekli olan bazı formaliteler, koşullar, sınırlamalar veya yaptırımlara tabi tutulabilir."
3- Twitter özgürlüğü talebimizde ilk günden itibaren yaptığımız gibi, twitter'a sorumluklarını üstlenmesi için çağrı yapmak AK Parti muhipliği değildir. Ama son tahlilde bir ticari kuruluş olan Twitter'ın faaliyetlerinde sınırsızlığını-sorumsuzluğunu savunmayı ifade özgürlüğü diye sunmak cingözlüktür. Ve dahası bireysel hak ve özgürlükler için bu ticari kuruluşa hukuka uyma çağrısı yapmayı yandaşlık olarak yaftalamak düpedüz "akpfobi"den gözü kararmışlıktır.
4- Fikri mülkiyet, mahremiyetin gizliliği ve can güvenliği gibi konularda tüm yayın mecraları sorumluyken, Twitter sadrazamın kuşu mudur ki, buranın bir cangıl olmasını hoş görmek özgürlükçülüğün şanından sayılmaktadır?
5- Nefret suçu ve cinsiyetçilik tanımlarını ağızlarından düşürmeyenler, bu suçlara karşı twitter'ın sorumsuzluğunu isterken nasıl bir aktivistlik profili çizmektedirler? 
6- Evet, yayın durdurma yerine link yasağı ideal olan, değil mi? Peki şimdi, bunu twiter'dan talep eden ancak muhatap bulamayan mahkeme mi yoksa bu istemi iplemeyen Twitter mı sorumludur? 
7- Suça konu olan twitin sahibinin ip'sinin engellenmesi bile, "şimdi de kullanıcıları engelliyorlar" naralarına neden oluyorken, hukukun "telekinezi yoluyla adalet" sağlaması mı beklenmektedir? 
8- Twitter diğer devletlerle ilişkilerinde olduğu gibi, Türkiye'yi de muhatap kabul edip sorumluluklarını üstlenmeye hazırlanırken,  "Gözümüzden düştün Jack" demek nasıl bir oryantalizmin türevi ve ezikliğin göstergesidir?
Aslında haklısınız, bir selfie eşliğinde "her türlü yasağa karşıyım yanııı" twiti atıp yüzlerce RT almak varken... Tutmuş neler yazıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.