Van Müftüsü Nimetullah Arvas davet ettiğinde 'peki' demiştim. 'Peki, gelirim.' Bahis mevzuu olan davet; Van Müftülüğü ile Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) İlahiyat Fakültesi'nin ortaklaşa tertiplediği "Uluslararası Mevlânâ Halid-i Bağdâdî Sempozyumu"nun davetiydi. Nimetullah Arvas değer verdiğim bir bürokrat. Ayrıca, ilmine saygı duyduğum bir akil insan. Hele, bildiklerini yayma hususundaki gayreti; her zaman gıpta etmişimdir. Onun davetini reddetmem mümkün mü? Fakat, nasıl olduysa oldu gidemedim. Katılamadığım ilk davet değildi şüphesiz ama bu farklıydı. Nimetullah Arvas davet etmişti. Dolayısıyla, gidememek; daha bir oturdu yüreğime. Üzüntüm; değer verdiğim bir zatın davetine katılamamanın üzüntüsüydü. Daha doğrusu ben öyle sanıyordum. Sonradan anladım neler kaybettiğimi. Sempozyum, 11 Haziran 2010 günü gerçekleştirildi. Fakat, sonrası mühim. Anadolu'da nereye gittiysem, bu sempozyumdan söz edildiğini gördüm. İster akademisyenler olsun... ister ilim ve gönül adamları... onların bulunduğu hemen her mecliste "Mevlânâ Halid-i Bağdâdî"nin anıldığı sempozyumdan söz ediliyordu. Hem de sitayişle. Kimi, sempozyum konusunun çok isabetli olduğunu söylüyor, kimi Nimetullah Arvas'ın yaptığı konuşmayı anlatıyor, kimi de böyle bir sempozyumu Van'da yapmanın doğru bir seçim olduğundan söz ediyordu. Van Müftüsü Nimetullah Arvas ne yapmıştı da onun vesile olduğu bu organizasyonun namı ülkeye dalga dalga yayılmıştı? Meraklandım. Hemen internete müracaat ettim tabii. Van Müftülüğü'nün web sitesine girip Nimetullah Arvas'ın konuşma videosunu dinledim. Bir daha, bir daha dinledim. Gerçekten muazzamdı. Belagat mükemmeldi bir kere. Çok ince bilgileri gayet nezih bir şekilde aktarıyordu dinleyicilerine. Hakiki din adamının nasıl olacağını gösteriyordu âdeta o konuşmasında. Gerçek ev sahibi örneğini veriyordu. Ayrıca, yurt içi ve yurt dışından gelen çok sayıda bilim adamı tebliğ sunmuştu. Bir sempozyuma böylesine büyük ilgi olur da o sempozyumun ünü dilden dile dolaşmaz mı? Tabii, sempozyumun ele aldığı tema da önemli. Mevlana Halid-i Bağdadi'nin yanı sıra Taha-i Hakkarî ve Seyit Fehim Hazretleri de sohbet mevzu olmuşlar o sempozyumda. Ki, Van yöresinin sahip olduğu büyük âlim ve ulemalardır o zatlar. Onların anıldığı, isimlerinin zikredildiği bir sempozyum kendinden söz ettirmez mi? Olan bana oldu. Böylesine nezih ve itinayla tertiplenmiş bir sempozyumu izleyemedim. Daha da önemlisi, her yerde dinleyemeyeceğim değerli hatipleri kaçırmış oldum. Seneye mazeret yok ama! Ajandama şimdiden kaydettim. 11 Haziran 2011'de Van'dayım inşallah.