Bu yılın ilk yazısını yazıyorum. Moral verici, mutluluk aşılayıcı olsun istiyorum. Nasıl başlarsan öyle bitirirsin düşüncesi biraz da. İyi başlasın, iyi bitsin. Hayırlara vesile olsun. İnsanları mutlu etmek istiyorsan, yaşadıkları yerden haber vereceksin onlara. Ben de Türkiye'den; Türkiye'de olup bitenden bahsedeceğim size. 2012 Türkiye'sinden! Peşin peşin söyleyeyim ki, 2012 Türkiye'nin yılı. Türk milletinin yılı. Neye güvenerek söylüyorum bunu; onu da arz edeyim. Türkiye önümüzdeki senelerde bölge lideri olacak bir kere. Balkanlar, Kafkaslar, Orta Doğu ve Afrika. Hepsi ama hepsi Türkiye'ye "ağabey" diyecek. Zorlamayla falan değil ha, gönüllü bir iş birliği bu. Hem de win-win (kazan-kazan) mantığıyla. 100 sene önce bölgede "milliyetçilik" fırtınası esti ve Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasına neden oldu bu fırtına. Arap milliyetçiliği Osmanlı'nın sahip olduğu petrol zenginliklerinin Avrupalı ülkelerin eline geçmesine neden oldu. Rum ve Bulgar milliyetçiliği Balkanlar'dan kopardı Osmanlı'yı. Asya'daki Türk toplulukları ise Sovyetler Birliği'nin kontrolünde kaldı. Şimdi ise "demokrasi" rüzgârı esiyor. Adına "Arap Baharı" denilen bu rüzgâr 100 sene önce dağılan parçaların yeniden birleştirilmesi anlamını taşıyor bir yerde. Osmanlı İmparatorluğu ihya edilecek değil elbette ki ama ekonomik ve sosyal bütünleşme olacağı kesin. Kazan-kazan dememin nedeni de bu bütünleşme zaten. Türkiye'nin bölgeye, bölgenin de Türkiye'ye ihtiyaç duyduğu bir döneme girildi. Türkiye demokrasi hamlesini 60 sene önce başlattı ve o günden bugüne önemli tecrübeler elde etti. Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde ise yeni başladı "demokrasi" arayışı. Türkiye'den öğrenecekleri çok şey var yani. Türkiye ekonomide de ciddi adımlar attı bu 60 senede. Bölgede ise henüz bir şey yok. Dolayısıyla iktisadi iş birliğine duyulan ihtiyaç da had safhada. Evet, Türkiye henüz orta ölçekli teknolojiden, yüksek teknolojiye geçemedi ama bölgenin ihtiyacı da zaten orta ölçekli teknoloji. Ortak hareket etmeyi gerektiren nedenler bunlarla sınırlı değil tabii. Türk yatırımcı ve müteahhitleri zaten bölgede idi. Şimdi oraları yeni baştan imar edilecek ve yatırım hamleleri başlatacaklar. Türk iş adamı ve müteahhidine duydukları ihtiyaç eskiden misliyle fazla. Suriye, Mısır, Libya ve diğerlerinde ticaret yapıp da kazandığıyla oralara yatırım yapmayan tüccarlar var bir de. O tüccarların Türkiye'de yatırım yapmaları da söz konusu. Hadi yatırım yapmadı, diyelim; onların Türkiye'ye finansman desteği vermesi bile önemli sonuçlar doğurur Türkiye ekonomisinin büyümesinde. Türkiye vasıflı eleman yönünden de zengin bir ülke. Komşularımız bu elemanlardan istifade etme yoluna gidecektir mutlaka. Türkiye'nin petrol aramada da ciddi tecrübeleri var. Neden o bölgelerde petrol kuyusu işletmesin? Neresinden bakarsak bakalım, 2012; Türkiye'nin komşularıyla birlikte büyümesinin miladı olacaktır. Hem de devam ettirilen dostluk ve ekonomik iş birliğiyle. Tek bir şey var bu gelişmeleri gölgeleyecek; terör! Terörün bir an önce bitirilmesi gerekiyor. Şart bu.