Tatil bitti. Dinlendim. Okuyucuma kavuşmanın mutluluğunu yaşıyorum. Mersin - Aydıncık'ta geçirdim iznimi. Aydıncık aynı zamanda memleketim. Gülnar yaylamız, Aydıncık ise sahilimiz. Her ikisi de harika. Gülnar'da yayla havası, Aydıncık'ta deniz. Ulaşım imkanı olduğu için bir gün içinde hem deniz, hem yayla mümkün. Madem "ulaşım" dedim, sahil yolundan da bahsedeyim size biraz. Mersin ve Antalya arasındaki yol eskiden sürücülerin korkulu rüyasıydı. Özel şoför tutan sürücüler bile olurdu. Tek şeritli dar yollar ve yalıyarlar ürkütürdü çünkü onları. Şimdi öyle mi ya? Gidiş geliş çift şerit. Virajlar tünel ve viyadüklerle tarihe karışmış. Yol problemi ortadan kalkınca, bilhassa Orta Akdeniz'de turizm parlaması yaşanmış. Her yer kıpır kıpır. Yeni oteller açılıyor, alışveriş merkezleri kuruluyor, yeme-içme tesisleri inşa ediliyor. Malum, Antalya - Adana arası adım başı ören yeri. Tarsus, Mersin, Taşucu, Anamur arkeolog kaynıyor. Aydıncık da bunlardan biri. Aydıncık'ın eski adı "Kelenderis." Halk arasındaki ismi ise Gilindire. 4 bin yıldır liman kenti. Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Zoroğlu ve ekibi 25 senedir bölgede arkeolojik kazı yapıyor. Liman işletmesi, hamam, hastane, kilise ve yerleşim merkezlerini süsleyen mozaikler çıkarılmış. Ki, gerçekten muhteşem. Şehrin bir başka yeri ise mezarlık. Kral mezarı olduğu sanılan ve "Dörtayak" diye isimlendirilen bir anıt mezar var mesela, yöre kralı kızı için yaptırmış. Çok enteresan bir hikayesi de var bu mezarın. Da... anlatmayayım, gittiğinizde sorar öğrenirsiniz. En iyi korunmuş kilise yine Aydıncık'ta. Levent Zoroğlu, Aydıncık'ın tarihi zenginliğinin çok fazla olduğunu ifade etti ve kıtalar arası bakliyat, hububat ve baharat taşımacılığının bu limandan yapıldığını söyledi. Yakın zamana kadar faaldi bu liman. Ne zaman ki karayolu ağı gelişti o zaman durdu Aydıncık Limanı'nın faaliyeti. Şimdi balıkçı barınağı. Aydıncık Belediye Başkanı Ferat Aktan yürüyüş yolları yapmış liman ve sahillere. Aydıncık'ta bu sene bir mağara bulundu: Gilindire Mağarası. Deniz, mağaranın içine kadar girip göl oluşturmuş. Ayrıca tatlı su kaynağı da mevcut. Gölün çevresi sarkıt - dikitlerle dolu. Değil Türkiye, dünyada emsalinin olmadığını söyledi Prof. Zoroğlu. Ayrıca bu mağarada 9 bin sene önce yaşandığını gösteren eserlerin bulunduğunu da ifade etti. 25-30 metre yüksekliği olan ve 45 dönümlük bir alana yayılan sarkıtların boyu ve rengi görenleri hayran bırakıyor. Fildişi gibi pırıl pırıl. Restorasyonu tamamlanmak üzere. 2013 yılında ziyarete açılacağını söyledi Aydıncık Belediye Başkanı Ferat Aktan. Aydıncık tam bir tatil beldesi. Bir tarafı yeşil orman, bir tarafı mavi deniz. Ayağın denizde, başın ormanda durumu yani. Organik tarım da yapılıyor Aydıncık'ta. Her türlü meyve ve sebze yetişiyor. Önümüzdeki birkaç sene içinde turizmde iddialı bölgelerden biri olacağı kesin. Kumsal ve denizinin temiz olması da bu gelişmede önemli rol oynayacak hiç şüphesiz.