70 senede ne değişti?

A -
A +

Zamanın Ankara Valisi Nevzat Tandoğan'ın yakalanan solcu gençlere söylediği o veciz söz hâlâ hatırlarda: "Memlekete komünizm lazımsa biz getiririz. Siz kim oluyorsunuz?" Jakobenliği görüyor musunuz? "Lazımsa biz getiririz" nokta! "Siz kim oluyorsunuz" nokta! Bu hadise 70 sene öncesinin hadisesi. Ne değişti? Devlet hâlâ her şeye hakîm olduğunu gösterme gayretinde. Verilmişse, azıcık muhalefet partilerine söz hakkı verilmiş; hepsi o! Başbakan Erdoğan Anayasa startını verdi. Muhalefet partilerine "Gelin, Anayasa'yı birlikte hazırlayalım" dedi. Bir inceliğe daha temas etti Başbakan. "Ziyaret edeceğimiz partilere 'Anayasa' teklifi ile değil de 'Anayasayı birlikte hazırlayalım' teklifiyle gideceğiz." Dedim ya, siyasi partiler nispeten imtiyazlı! Vatandaşa o da yok. Kimse, "sivil toplum kuruluşları" demiyor. "Siyasi partiler gelsin, Anayasa'yı hazırlayalım." Gerçi gelmezlerse onlar da dert değil ama yine de siyasi partilerin esamisi okunuyor. Üç aşağı beş yukarı durum bu. Bir arsa yeşil alan mı olacak. Bırakın onu devlet yapsın. Gençlere eğitim mi verilecek? Devlet ne güne duruyor, yapsın. Yaptı da ne oldu? Ülkede okulların başarısı değil de dershanelerin başarısı konuşuluyor! Mesken meselesi de öyle. Ülke gecekondu istilasına uğradı. Ne yeşil alan kaldı, ne park bahçe! Hani o tenkit ettiğimiz Batı var ya; her kararı halkı ile birlikte alıyor. AB Parlamentosu oturup kafasına göre kanun çıkarmıyor, kurallar koymuyor. Ya ne yapıyor? Kooperatifler ve STK'lar Brüksel'de toplanıp karar alıyorlar; "Şu ülke şu kadar zeytin yetiştirsin." Ya da "Bu ülkeye bu kadar teşvik uygulansın" diye. Parlamento da üzerinde konsensüs sağlanmış taslağı kanunlaştırıyor. Bizde "devlet dizayn edecek; vatandaş uyacak." Kural bu. Sonra da kalkıp bunun adına demokrasi diyecek ve "Anayasayı değiştirdik" diye kasım kasım kasılacağız. Meclis Başkanı Cemil Çiçek de Anayasa çalışmaları için kolları sıvadı. Çalışmaları hızlandırıcı formüller bile buldu: 8 üye. Her parti 2 üye versin ve komisyon hızlı çalışsın. Çiçek'in partilerden tek bir isteği var: "Tıkanan maddelere takılıp kalmayın. Bırakın onları akademisyenler çözsün." Cemil Çiçek'in bir ricası da şu oldu partilerden: "Komisyona uzlaşmacı üyeleri gönderin." Oh ne âlâ. Uzlaşmacı üye siparişi ver. Gene de takınılan madde olursa, onu da akademisyenler çözsün. Dedim ya; bizde işler böyle oluyor! Tepeden inmeciliğin daniskası yani. Halbuki sivil Anayasa için çıkılmadı mı yola? Maden sivil olacak, o halde sivil toplum örgütleri hazırlasın Anayasa'yı. Bak işte o zaman Halkın Anayasası olur mu olmaz mı?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.