AB de kim abi?

A -
A +

Hani IMF gelip gidip, 'Cari işlemler açığına dikkat edin' diye ensemizde boza pişiriyor... 'Bütçe fazlanız yüzde 6.5 olsun' diye talimatlar yağdırıyor ya... Görüp göreceğimiz bu sanmayın. Şayet içinizde hâlâ eski günlere dair bir özlem varsa hemen söküp atın onu. Bitti. Öyle ballı börek yok artık. IMF yetmiyormuş gibi şimdi de AB var sırada çünkü. AB'nin bizi, böyle olduğumuz gibi alacağını mı sanıyorsunuz siz? Hemen söyleyeyim ki, sanmayın. Avcunuzu yalarsınız sonra. AB standartları bize IMF'yi çırayla aratacak cinsten. IMF, sosyal meselelere karışmıyor hiç olmazsa. Dilediğimiz gibi yatıp kalkıyor, yaşayıp gidiyoruz. AB öyle mi ya? Her bir şeyimize karışacak bir kere. 'Hayır, öyle değil böyle yat' diyecek mesela. 'Ben böyle yatarsam ancak rahat ederim' diyecek olsan, vereceği cevap belli. 'Olsun, sen yine de böyle yat.' Komşularla diyalog meselesini mercek altına alacaklar ki, bize ters bu. İstediğimiz saatte girip çıktığımız evimize, öyle rahat giremeyeceğimiz gibi televizyonun sesini de sonuna kadar açamayacağız artık. Hadi açtık diyelim. Bu sefer de polisle burun buruna gelmek sözkonusu. Kanunlarla bu konuyu zapturapt altına alacaklarını şimdiden söyleyebilirim. Kesinkes öyle. Şöyle ağzını doldurup sağa sola tükeremeyeceğimizi de söyleyeyim de, sonra 'demedi' demeyin. Yok artık öyle rahatlık. Bu işte kağıt mendil üreticilerinin bir dahli var mıdır bilmiyorum ama besbelli ki bundan sonra herkes cebinde kağıt mendil taşıyacak. Bütün bunlar bizim hürriyetimizi sınırlayan gelişmeler değil de nedir? Keşke, bununla kalsaydı ama daha çok çapanoğlu var bu işin içinde. Asansörde karşılaştığın tanımadığın birine bile selam vermeni de isteyecekler ki, şahsen beni bozar bu. Komşuyu görünce, "Komşu nasılsın?" veya "Sizi bugün iyi gördüm" gibi sözler sarfetmek de ne demek oluyor? Tamam. İnsan muamelesi görmemiz için kamuya da birçok yükümlülükler getiriyor ama yine de benim hoşuma gitmiyor bu. Ben zaten adam gibi adamım! Bir sorumluluk getiriyorsa, benden başkasına getirsin. Bana niye getiriyor ki? Bunları söylüyorum diye AB'ye karşı olduğumu sanmayın. Tam aksine! İstiyorum AB'yi. Sadece, bu işin pek o kadar kolay olmayacağını bilin diye söylüyorum. 'Hangi işi yaparsanız yapın ama önce bir plan yapın!' diyecekler mesela. Hayatı cendereye sokmak değil de nedir bu? Kendi işyerimde dilediğim gibi dolaşıp koltuğumda zevk-ü sefa süremeyeceksem, ne kıymeti var işadamlığının? Hele bir de proje ve bütçe isteği var ki AB'nin ifrit oluyorum. Ne bütçesi kardeşim? İki bürokratı ayarlayıp kredi çeker ve sonra da üstüne yatarım, olur biter! Bu kadar basit bir şeyi neden planla, bütçeyle yapayım ki? Biz iyiniyetli, memleketini seven insanlarız!.. Memleket sevgisinin bütçesi mi olur? AB'ye ne oluyor da, bizim fosseptik çukuruna bile burnunu sokuyor, anlamak mümkün değil? MI ACABA?!. Baykal tatilde olduğu için CHP'nin 81'inci yıl kutlamalarına katılamamış... O da CHP'den ümidini kesti anlaşılan! *** Brunei Sultanı, oğlunun düğününde Rolls Royce'u fayton yapmış... Ne var bunda? Biz de faytona Rolls Royce niyetine biniyoruz! *** Adalet Bakanı Çiçek, Özelleştirme İdaresi Başkanı'nı 'Ameliyatı pratisyen hekimlerle yapıyorsunuz' diye eleştirmiş... Keşke, pratisyen olsa kasap bunlar kasap! *** Bilim adamları çocukların geceleri karanlıkta uyutulmasını istemişler... Hiç merak etmesinler, biz gündüzleri de karanlıkta bırakıyoruz!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.